1900 lü yılların başları Malatya o yıllarda Mamuret-ül Aziz’ e bağlı Mutasarrıflık ( Sancak)
Yeni Malatya Asbuzu yöresin de gelişmekte, sulu bahçeler ve bağlardan oluşan Malatya sancağı çalışkan halkının gayreti ile çekici bir yerleşim merkezi olmaya devam ediyor. Osmanlının son dönemi savaş yılları olmasına rağmen mutlu ve huzurlu yaşamaktalar.
Evlenme çağına gelmiş çocukları olan aileler, çocuklarına uygun eş bulma çabasında, Zaten her zaman aynı duyguları taşımıyor mu anne ve babalar!
Gelelim hikayemize;
Nalbant İbrahim dayının zevcesi Aşğan bacı eşten dosttan methini duyduğu kendisinin de hamam da görüp beğendiği köşker Süleyman efendi ile İmiğan hanımın kızı Kifaye’yi gözüne kestirmiş.
Görümcesi ve eltisiyle birlikte oğluna istemeye gider.
Malatya misafirperverliği ile karşılanır, ağırlanırlar hal hatır sorma faslı geçtikten sonra esas konuya geçilir, Kifâye resmen istenir Aşğan bacı İmiğan ğatunun meylinin olmadığını hissedince de :
- Bacım bizim oğlan orucunu dutuyu, namazını gılıyı, Guranı
gürül gürül oğuyu, kekücünden para ağıyı. E niye vermiysiniz
anam?
- Uy anam o nasıl söz İmiğan bacı vermiyik degil gız güccük.