Malatya eşrafından Küçük İsmaillerin Feyzullah AKBULUT Saray mahallesi sakinlerinden varlıklı bir ailenin çocuğu, gün görmüş geçirmiş, dükkanları tarlaları, bağları bahçeleri olan bir zat. Yakın arkadaşları kapı komşusu ve hısımı rahmetli dedem Hasanmandallıoğlu Mahammet ağa, Gottanlının Mahmut ağa, Hanlıoğlu Ağa dayı. Osmanlı döneminin hızlı yaşamayı seven ehli keyf Malatya delikanlıları. Meknâları cennet olsun nur içinde uyusunlar.
Feyzullah Akbulut Cumhuriyet dönemiyle il olup gelişmekte olan ve demiryoluna kavuşan Malatya’da daha derli toplu bir düzene girmek ister ve olgunluk yaşlarında esnaf olmaya karar kılar. Demiryolunun Malatya’ya gelmesi şehri daha bir hareketli ve çekim merkezi haline getirmiştir. Feyzullah Akbulut bu nedenle İstasyon büfesinin ihalesini kazanıp orayı işletmeye başlar.
1937 Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Malatya ya ikinci gelişi. Bu nedenle Malatya halkı heyecanla, garda değerli misafirini beklemekte.
Feyzullah Akbulut büfeyi derleyip toplar büfenin önüne tedarik ettiği koltukları yerleştirir. Güzel kahve fincanları bulur yakınlarından çünkü özel bir gün her şey mükemmel olmalı. Annesine baklava açtırır. Annesi Elif Hatuna ki Malatya da en iyi baklava açan hanımdır. Daha sonraları gelini Cemile hatun da onu aratmayacak kalite ve güzellikte baklava açtığı için, Malatya ya gelen Başbakan ve Cumhurbaşkanlarına Cemile hatunun baklavaları ikram edilecektir.
Ailesi de oradadır kızları hanımı büfeyi ve çevresini pırıl pırıl yapmışlardır.
Atayı getiren tren istasyona yanaştığında halkın heyecanı ve sevinci en üst seviyede. Atatürk trenden iner halkıyla selamlaşır ve dinlenmek için büfenin önünde hazırlanan koltuğa oturur. Kahve ve baklava ikram edilir. İkram tepsisini Feyzullah beyin büyük kızı Muazzez tutar ve Atatürk kahveyi alırken ona:
-Okula gidiyor musun?
-Evet efendim beşinci sınıftayım.
Atatürk, gözleri kendisinin gözlerine benzeyen Feyzullah Akbulut’a döner
-Kaç kızın var?
- Ellerinizden öper iki tane efendim.
-Kızlarını okut bu milletin okumuş kadınlara ihtiyacı var!
Muazzezin başını okşar ve etrafını sarmış diğer yurttaşlarla sohbete dalar.
Necati DİKMEN
Not: Bu gerçek hikâye 2021 yılı kadınlar günü için Ayşe Ataç Seyrek'in katkıları ile kaleme alınmıştır.
Ebediyete intikal edenleri rahmet ve şükranla anıyorum nur içinde uyusunlar.