Bahar aylarının girmesiyle insanların maneviyatını güçlendirecek, ebedi hayata dair olumlu katkılar sağlayacak mekanlara ziyaretler seyahatler İnanç turizimleri artıyor…Onlardan biri de şüphesiz türbeler.. Türbe inancı , tüm özünü, ritüellerini / âdet hâline gelmiş anlayışını ilkel-komünal (ortaklaşa üreten tüketen ) toplumların yaşam biçiminden, insani ilke ve uygulamalarından alır ve varoluşu da, insan-tabiat-evren üçlemesiyle açıklar.
Türbe inancı, hiçbir dinin veya ırkın tekelinde değildir, insanlığın ortak, evrensel değeridir.
Tüm Türkiye türbeler, ziyaret mekanları cennetidir. Yatır ziyaretleri ermişliğine inanılan kişilerin mezarlarına gidilerek onların aracılığı ile Tanrıdan dertlerine deva, istek dileme temel düşüncesi etrafında gerçekleşen bir ayindir. Türk kültüründe yatır ziyaretleri, aynı zamanda belli günlerde yöre halkının buluştukları yerlerdir.
Türk kültürü ve Anadolu'da yaşayan diğer halklar ( Kürtler, Ezidiler, Süryaniler, Ermeniler,Rumlar )arasında da içerisinde türbe, yatır ve adak yerleriyle ilgili inançlar oldukça fazla ve yaygındır. Orta Asya Türkleri ve Türkiye Türkleri arasındaki
kültür bağları ve inanç sistemleri incelendiğinde türbeler, yatırlar ve adak yerleriyle ilgili inanç ve uygulamaların günümüzde hala canlı olarak yaşamakta olduğu ve ağaçlara çaput, ip [ adak ] bağlamak, değişik yerlere kurban kesmek, evliya ve türbeleri ziyaret etmek ve adaklar adamanın Türklerin İslamiyet öncesi dini inançlarından kalma bir anlayış olduğu bilinen bir husustur.
İşte destan, yahut menkıbe kahramanları, din adamları, âlimler Anadolu’nun fetih evliyalarıdır. Bu yüzden Anadolu’da bu tür zatlar, her zaman saygıyla anılmış ve bu ruh daima canlı tutulmaya çalışılmıştır.
Şunu da söyleyelim: Bugün türbeler etrafında oluşan kimi yanlış inanış ve uygulamalar, bizi bu türbelere ve oralarda yatan büyük zatlara, karşı ilgisiz duruma getirmemelidir... İlimden fenden ayrılılmamalı. Türbeler sosyal ruhsal birlikteliklere sebep olmalıdır.
***
Muşar Dağı Fotoğraf: Atilla Özdemir ( alıntı )
Sancaktar Abdulvahap Gazisi’nin türbesi Fırat nehri üzerinde yapılan
Karakaya baraj gölü, kenarında Elazığ / Baskil - Kale köyü Muşar Dağının kuzey yamacında bulunmaktadır.
Muşar Dağı’nın;Kilise Dağı,Mukaddes Dağı, Abdulvahap Dağı gibi değişik adlarla anılmaktadır.
Fırat nehri üzerinde yapılan Karakaya Baraj Gölü kenarında yükselen ve üzerinde Süryani “Mar Ahron Manastırı Kilisesi” bulunan bir dağdır.
Süryani “Mar Ahron Manastırı Kilisesi”
"Abdulvahap Gazi, Emeviler döneminde yaşamış ve İslam kuvvetleriyle Anadolu seferine katılmış ünlü bir ordu komutanıdır. Doğum tarihi belli değildir. Taberi ve İbnü’l Kesir, Abdulvahap Gazi’nin H.113 (M.731) yılında şehit düştüğünü belirtir. Abdulvahap Gazi, Battal Gazi’nin ve Ahmet Turan Gazi’nin silah arkadaşıdır.
Efsaneye göre: Abdulvahap Gazi, Hz. Peygamber’in sancaktarıdır. Onun duası ile uzun bir ömür yaşamıştır. Hz. Peygambere ait mübarek emanetleri yıllarca sonra Malatya’ya gidip Battal Gazi’ye teslim etmiştir. Daha sonra Battal Gazi ve Ahmet Turan Gazi, Anadolu’yu İslamlaştırmak için birlikte hareket etmişlerdir." Alıntı
Baskil Şehit Feti Sekin İskelesi
Böylesi kahramanların kabirlerine sadece bir yerde rastlanmaz. Onlara duyulan muhabbet, minnet ve saygı, asıl kabirlerinin yanında makamların da yapılmasına neden olur. Mesela Yûnus Emre’nin Anadolu’da yirmiye yakın yerde kabrinin/makamının oluşu bu yüzdendir.
Bu durum Abdülvahap Gazi'ninde Anadolu'da onun adına izafe edilen ( Sivas,İznik, Afyon,Bayburt ) türbelerinin olduğunu biliyoruz...
Lokma etli Bulgur Pilavı Sıddı Zeynep Türbesi önünde
Abdulvahap Gazi’nin türbesini Malatya ve ilçelerinden, hatta il dışından her yıl çok sayıda insan genelikle Aleviler, Sünniler de ziyaret etmekte ve kurbanlar kesilmektedir.
Çocuğu olmayan kadınlar burayı ziyaret ederek,çocuklarının olacağına inanırlar.
Doğan çocuğa da, Abdullah ya da Vahap adını verirler.
Türbeye Ulaşım :
Muşar dağındaki Abdulvahap Gazi Türbesi Mülki idare bakımından Elazığ'a ve ilçesi Baskil'e bağlı olsada oralara çok uzak. Baskil'e 60km, Elazığ'a 100 km kadar mesafede. Malatya' ya çok yakın burnunu dibinde 30 km ...
Bu masal gibi güzellikteki tarihi Mor Ahron Manastırı ve Abdulvahap Gazi türbesine Elazığ-Baskil tarafından değil de, Malatya Battalgazi güzergâhı daha yakındır. Ulaşım Malatya'nın Battalgazi ilçesinde bulunan saat başlarında Zeynel Abidin Türbesinin aşağısında bulunan Karakaya Baraj gölünde Atabey Köyü , İskelesinden hareket ederek karşılıklı seferlerle Feribotla Baskil - İmikuşağı Köyü iskelesine geçilir. Yaklaşık yolculuk 25 dakika sürer. İmik uşağı, Şeyh Hasanköyü, Bilaluşağı, güzargahı takip edilerek yaklaşık yarım saatlik yolculuktan sonra kayısı bahçeleri içinden geçerek bozkırda yılan gibi kıvrılan yollardan ilerleyince Muşar dağın eteğine varılıyor.
Abdulvahap Gazi Türbesi yolu
Kale köyü sınırlarında bulunan yol kenarına dikilmiş " Abdulvahap Gazi Türbesi, Sıddı Zeynep türbesi" yazan beyaz yön levhası varış noktasına gelindiğini gösteriyor.
Abdulvehhab Gazi Dağı” denilen Baskil yamacındaki türbeye, sahil yolundan dik bir patika yolla 30 dakikada çıkılıyor. Bir mağara içerisinde bulunan bu türbenin ön kısmı duvarla örülerek bir kapı ve iki pencere konulmuş ve iç kısmı sanduka bölümüyle birlikte yer yer betonla sıvanıp bir oda haline getirilmiş.
Sanduka yeşil ipek kumaş ile örtülü. Mağaranın dış kısmında adak kurbanlarını kesmek için üzeri ve önü açık, taban kısmı beton olan ayrı bir yer var.
Türbenin yan tarafında önü açık oyuk kaya kütlesine dilek tutanlar mum yakmakta , küçük taş parçaları yapıştırmaktadırlar.
Türbenin hemen giriş kapısı üzerinde “Hak kapısına hoş geldiniz.” yazısı dikkatimizi çekiyor. Peki nedir bu hak kapısı? Hak kapısı, kişinin hakikate vasıtasız ulaştığı, kalp gözüyle bilgi aldığı bir tasavvuf makamıdır. Hakikat seviyesindeki ana fikir “Ne sen varsın, ne ben, her şey O’dur!” anlayışıymış.
Kızılbaş - Alevi inancında Hacı Bektaşi Veli’ye göre insanın olgunlaşmasında hakikate ulaşmak için dört kapıdan geçilirmiş. Bunlar ise; şeriat kapısı, tarikat kapısı, marifet kapısı ve hakikat kapısıdır.
Alevilikte dergaha ayakabılarını çıkarıp yalın ayakla yürüyenler olur.
Yalın ayak olmanın Nedeni Toprak anayı incitmemek, ve toprağa duyulan saygıdadır..
Aleviler kadın ve erkekler semah dönerken ayakkabı çorap asla kullanılmaz çünkü turaba yani toprağa karşı bir saygınlık Nezaketidir.
Türbenin bir penceresinde Türk bayrağı asılı , iki penceresi küçük ve demir parmaklıklı, değişk renklerde çaputlar bağlanmış.
Türbenin bulunduğu yerden dışarıya kuşbakışı baktığınız zaman Fırat Nehri üzerindeki Karakaya baraj göleti ayaklarınızın altında kalıyor.
Abdulvehhab Gazi’nin Fırat Nehri kıyısında bir ev yaptırdığı, bu yörede Bizanslılarla sürekli savaştığı şeklinde. Gazi hakkındaki destansı bilgilerde yaralı bir vaziyette bir dağa çıktığı, bir Bizans Kayser kızının geceleri ona su taşıdığı, bu dağda her ikisinin Bizanslılar tarafından öldürüldüğü rivayet ediliyor. Türbenin aşağısında sahil yolunun hemen altında yer alan Zeynep Hatun Türbesi’ndeki hatunun Abdulvehhab Gazi’ye su taşıyan, daha sonra adı Zeynep olarak değiştirilen Kayser kızı olduğu da rivayetler arasında.
***
Merkezi İstanbul'da bulunan 2015 yılında kurulan "Sancaktar Abdulvahap Gazi Kültür Eğitim Derneği" başkanı Caram Caner Altunkara ve yönetim kurulu kendi imkanları ölçüsünde türbeyle ilgili çalışmalar yapmakta, gezi düzenlemekte çeşitli sosyal sorumluluk projeleri uygulamaktadır.
Sancaktar Abdulvahap Gazi Eğitim ve Kültür Derneğinin organize ettiği 6 Haziran 2019 yılındaki etkinliğe İstanbul'dan iki otobüs yolcu ile gelmişti.
Şeyh Hasan köyünden geçen yıl Hakka yürüyen Ali Göktürk dede ile birlikte Malatya'dan kafileye katılarak türbe ziyaretine gitmiştim.
Battalgazi Zeynel Abidin Türbesi Ali Göktürk dede
Benimde bu ziyarette gördüğüm edindiğim sorunlar şunlardır :
Sancaktar Abdulvahap Gazi Türbesinin dış ve iç kısmının yeniden onarılarak doğal hale getirilmesi.
İçeriye yere komple halı serilmesi kabir üzerine örtülecek puşinin inanca uygun olarak örtülmesi. Türbe dışında mağara duvarına mumluk konması. Türbenin tarihçesini mermere yazılarak asılması. Ana yoldan yukarı türbeye kadar patika yolun merdiven biçimde taş veya betonla yapılması.
Yolun altındaki türbenin çevresi şahsa aitse kamulaştırılacak sosyal ihtiyaçlar için konaklama merkezi , kurban kesim yeri yapılması için Baskil Kaymakamlık ve Belediyesi'nin gerekeni yapacağından eminim.
Şimdilerde birçoğu yıkılmış, viran olmuş, tahrip ve talan edilmiş olan tüm Türkiye'deki bazı mabetlerin Tekkelerin Dergâhlarının, türbelerin durumu gerçekten içler acısıdır. Devletin, belediyelerin bir görevi de bu kadim inanç ve kültür merkezlerimizi ,mabetlerini asıllarına uygun bir şekilde yaptırıp gerçek sahipleri olan hangi dinden ırktan olursa olsun o inancın toplumların hizmetine sunulmalıdır...
Yazı ve Fotoğraf: Fikri Demirtaş
Fotoğraf Galeri
Malatya Hükümet binasının arkasında ki parkta