Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer tellal iken, pireler berber iken, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken Yeşil Malatya’da Kernek denen bir yer varmış. Bu Kerneğin mükemmel bir suyu ve yemyeşil bir doğası varmış. Mahallenin kadınları burada köpüçlerle çamaşır, halı, kilim yıkar, mahallenin ağır abileri dutların altında sohbet ederler, kimi kadınlar da Kernek Baba yatırına mum yakarak dilek dilerlermiş... -
Bu güzel semtin adına, şiirler yazılır, türküler, şarkılar bestelenir, insan hikayeleri kulaktan kulağa yayılırmış...
Her Mart ayında Kernek suyu büyük bir patlamayla yeryüzüne çıkar ve salına salına derme suyuyla kolkola Malatya’lıların hizmetine amade olurmuş...
Kernek suyu derme suyuyla kucaklaşıp salına salına akarken buranın gençleri, Kuloğlu Muhammet Dayımızı kandırıp suyun önüne setler çekip buna da “ dereyi şişirmek” diyerek burayı plaj haline getirir, donlarını demirlerde kurutup, mahallenin sevilen bakkalı Battal Dayıyı karga tulumba dereye atarlarmış...
Bu Kerneğin gençlerinin sosyalleşmek ve fiziksel aktivitelerini sürdürmek, sağlıklı bireyler olma adına futbol oynadıkları bir yer varmış. Buraya da “tarla” derlermiş...
Kernekli olup da “tarla”da gazozuna maçlar yaparken taşlarından yara bere içinde kalmayan, ya da en azından çekirdek çitleyip büyüklerin maçını izlemeyen Kernekli yokmuş.
Kernek gençlerinin çoğu bu tarlada futbol oynarmış, topları bitişikte bulunan Elif Ana’nın bahçesine gittiği zaman da topun patlatılmaması için ya Sabri Dayı’yı gönderirler ya da bu top “Hacı begin uşağhlarının” (Turfanda) topu diye beyaz bir yalan söylerlermiş..!
....
Böyle masal tadında bir giriş yaptıktan sonra,
Şimdi size bir soru soracağım;
Burada futbol oynandığını hepiniz bilirsiniz.
Peki, “tarlaya” voleybol sahası kurulup burada tam teçhizatlı kıran kırana voleybol maçları yapıldığını hatırlayanınız var mı?...
...
Dilerseniz o günlere bir astral seyahat yaptırayım size;
1960 lı yıllarda, Tarlamızda, Malatya amatörünün en önemli futbolcuları ve ilerde Malatyaspor da futbol oynayacak Cengiz Al, Sabahattin Varan, Çete lakaplı Tuncer Şekerci, Rıza Gerçeker, Haşim Doğan, Erol Güven, Abdullah Turfanda, Güner Şekerci, Osman Temur, Mustafa Özhan, Erkan Devecel, Kemal Çitilgülü, Tahir Akdoğan, Selim Turan ve adını hatırlayamadığım mahallemizin bıçkın delikanlıları iddialı maçlar yaparken, birileri de tarlamızda değişik bir aktivite yapabilme adına sahayı inceliyorlardı!...
Bu incelemeyi yapanlar Topraksu (Köy hizmetleri) da çalışan mühendislerden Erdoğan Bilgiç, İdare amiri Seyit Zapçı ve bir kaç mühendisti...
İncelemeler sonucunda tarlanın alt kısmında (Kanal tarafı) bir voleybol sahası yapmaya karar verip çalışmalara başladılar.
Mahallenin fedakar gençleri günlerce bu bölümden taş toplayıp burayı voleybol sahası yapımı için uygun hale getirdiler.
Bu arada Topraksu atölyelerinde direklerin yapımı için çalışmalar başladı...
Bir süre sonra yapılan direkler getirildi mahallenin gençlerinin de yardımıyla direkler kuruldu ve ağ gerildi.
Büyük bir heyecan vardı...
Acaba voleybol da futbol gibi ilgi görecek miydi?
İlk günler sahayı yaptıranlar kendi aralarında oynamaya başladılar.
Ama kim derdi ki bir süre sonra saha yaptıranların eline geçmeyecek!
Mahalle de büyük ilgi gören voleybol Abdullah Turfanda, Devecel ve Selim Turan liderliğinde hızla yayılıyordu.
Bir gün mahalleye yeni biri taşındı. İlaç mümessiliği yapıyordu. Kısa boylu çelimsiz biriydi.
Bir pazar günü, bu adam çekinerek gençlerin yanına gelip önce selam verdi sonra ben de oynayabilir miyim diye kibarca sordu?
Tabi ki dedi gençler...
Yeni komşu da gidip üstümü değiştirip geleyim diye izin istedi.
Biraz sonra geldiğinde herkes şaşırmıştı. O zamanın şartlarına göre çok mükemmel bir şekilde giyinmişti. Üzerinde sarı kırmızı ve GS amblemli bir forma, altında kırmızı ve amblemli şort, yine GS amblemli çoraplar ve mükemmel bir ayakkabı...
Meğer bu şahıs Malatya’ya tayin olmadan önce İstanbul’da GS kulübünde oynayan profesyonel bir voleybolcu değil miymiş...
Onun da gelmesiyle voleybol mahallede daha da sevildi ve taraftar buldu. Hatta takımımızın ünü o kadar yayılmıştı ki o yılların hem futbolda hem voleybolda çok güçlü olan Hava Gücü takımı bizim tarlada takımımızla maç yapmaya geldi. Çok büyük ilgi gören bir müsabaka oynandı. Maç maalesef mağlubiyetimizle sonuçlandı...
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine...
Geçmişten bir güzelliği anlatmak istedim.
Sürç-i lisan ettiysem affola...
Selam olsun Kerneğin güzel insanlarına...
Atilla Kantarcı
29-04-2021