Kanalboyu Malatya’nın sembolüdür.
Kernek’in tepesinde Şelale ile başlar, Kernek Kaynak suyu ile buluşur, Atatürk Anıtına doğru yol alır, eski İnönü Stadına gelmeden Battalgazi topraklarını sulamak üzere önce Sivas Caddesinin, ardından Çevreyolunun altından derelik adı verilen Hanımın çiftliğine kadar arazileri sular.
1990’lıu Yıllarda Başkan Münir Erkal Kernek te bir düzenleme yaptı. Kütüphane binasına Kernek Meydanı levhasını astı. O günden başlayarak Kernek su kaynağı, Meydan olarak anılmaya başladı. Erkal su ve yeşil ağırlıklı bir proje yapmıştı. Kanal boyunu olduğu gibi korumuştu, Kernek suyu ve parkına dokunmadı bile. Kernek gözde bir mekan olmuştu. Yıllarca öyle hizmet verdi..
Ahmet Çakır’ın başkanlığı döneminde Zeki Sarılar diye bir Mimar geldi. Malatya için projeler yaptı, Caddelerdeki ağaçları bir bir kesti, taşlarla kaldırımları döşemeye başladı.. Bu muhterem Kernek Parkının işletmecisi Bodo Lakaplı Abdullah Kapusuz’a kafayı takmıştı. Öyle bir proje yaptı ki Kernek su kaynağına bir boru koyup etrafına ve havuza beton basıp kaynağı kapattı. Havuzu yan tarafa alıp üstüne de bir Yel değirmeni koydurttu.
Doğal cazibesiyle akan Kernek Şelalesinin üzerini betonla kapatıp üzerine yüzlerce kamyon hafriyat koyup şelalenin seviyesini Elektrik Santralı borusunun seviyesine getirip boruyla birlikte şelaleyi altta bırakıp üzerine de yapay bir şelale yaptı. Tam yanına da bir ucube tesis konduruverdi.
Kernek Şelalesi yerini doldur boşalt yöntemiyle elektrikle çalışan bir yapay şelaleye bırakmıştı.
Kernek kaynak suyu da üzerine yığılan binlerce ton beton ve hafriyat altına bırakıldı. Kaynak suyu önce Şelalenin yan tarafındaki inşaatın altından çıktı. Buraya konulan bir motorla su kanalizasyon şebekesine aktarıldı. Halende su çekilmeye devam ediliyor. Fuzuli Caddesindeki binaların altında sular çıkmaya başladı.
Kernek kaynak suyunu dolduran Muhterem Mimar bu kez kanal boyuna göz koymuştu.
Kanal taştan olmazmış, su sızdırırmış diyerek, bir ustalık eseri gibi yapılan kanal boyunun taşlarını iş makinasıyla söktü. Kanalın altına büyük bir boru döşeyerek suyu buradan tahliye etmeye başladı. Suyun geçtiği kanalın taşlarını söküp yerine demir kalıplar döşeyip beton döktü. Kanal taş yerine betonla yapıldı, sonra mermere benzeyen taşlarla döşendi. Atatürk anıtına kadar kanal mermerle kaplandı.
Sonra Atatürk anıtı önünde kanalın daraldığını gördüler, ne yapacaklarını bilemeden aylarca bir çözüm bulmaya çalıştılar. Kanalın seviyesini derinleştirip büyük bir yeraltı havuzu yaptılar, su havuza dolacak, taşarak karşı tarafa gidecekti. Derken Atatürk Evi önünden başlayarak yolun iki tarafında yer alan yarım asırlık çınar ağaçlarını bir gecede kestiler. Ağaçların yerini genişleterek kanala verdiler. Genişletilen kanalda önce kayık yüzdürmeyi düşündüler, sonra olmayacağını görünce de kanalı betonlaştırıp sıvadılar.
Döşeyecek mermer ve fayans bulamadıkları içinde sıvanın üzerine mavi ile boyadılar. Su duvarlara vura vura boyaları söküp atmaya başlayınca yılda iki kez Kanal boyanır oldu.
Suyun aktığı yerde boya olmayacağını bilemeyen mimar ve mühendislerimiz Kanal boyunu çekilmez hale getirdiler.
Kesilen Çınar ağaçlarının yerine de ahşaptan tente çekip gülünç duruma düştüler. Sonra o ahşaplar ve tente de kaldırıldı.
Kernek’ten Kanal boyuna doğru geldiğinizde Çınar ağaçlarının kanal boyunu nasıl sarmaladığını ve oluşturduğu güzellik görülmeye değerdir. Ama Atatürk Evi önünden itibaren devam eden Kanal boyunun ise tam bir çekilmez hal aldığını görürüsünüz. Çınarların yerine dikilen ağaçlar boy bile vermemiş.
Önceki gün Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan kanalın devamına eğilerek bakıvermiş.
Kanala baksan bir dert.
Kesilen ağaçlara yansan bir başka dert.
Hem Kernek su kaynağını yok ettiler.
Hem de Kanal boyunu çekilmez hale getirdiler.
Kernek su kaynağı yeniden bulundu eski yerinde toplanmaya çalışılıyor. Bu konuda ümit veren çalışmalar yapılıyor.
Peki kanal ne olacak?
Onun eski haline getirilmesine imkan yok.
Kanal maviye boyanmaya devam edilecek.
Başka bir yol görünmüyor.