ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

MALATYA - BATTALGAZİ'DE BİN YILLIK SELÇUKLU KIRK KARDEŞLER MEZARLIĞI İÇLER ACISI HALDE

     Bin yıllık  Selçuklu Kırk Kardeşler Mezarlığını ziyaret etmek için 18 Haziran 2021 Cuma sabahı güneşli bir gün Malatya' dan arabayla  Battalgazi ilçesine gitmek için  yola koyuldum...  Ziyaret etmemin en büyük sebebi ise  Kırk Kardeşler Mezarlığında ki bir anımdır.       KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı rahmetli Rauf Denktaş her Malatya'ya gelişinde bu Selçuklu Kırklar Mezarlığına gelip dua edermiş. Bu ziyaretlerinden birine  1999 yılında ben de tanık oldum. Denktaş'ın Battalgazi'ye geldiği gün rahmetli eşim Suzan , kızım Tuğba,  oğlum Hasan ve Oğuzhan ile  Denktaş'ı karşılamaya  gitmiştik. Denktaş, Malatya Valisi Atilla Vural ve protokolle mezarlıkta geziyorlardı. Oğlum Hasanın elinde Türk bayrağı,  küçük oğlumun elinde çevreden topladığımız bir demet sarı kır çiçeklerini   Denktaş'a vermek için koşarken, Denktaş oğullarımın  fotoğraflarını çekti. Bende o anı kendi makinemle kadraja almıştım.

Malatya, Battalgazi Selçuklu dönemi Kırk Kardeşler Şehitliğinde oğlum Hasan  ve Oğuzhan Rauf Denktaş'a çiçek verirken / 1999

 Eski Malatya  şehir merkezine yaklaşık 10 km uzaklıkta. İl merkezinden Büyükşehir Belediyesi otobüsleri  ile ulaşım sağlanabilir.

Battalgazi (Eski Malatya), yöre insanının deyimi ile "Aşağı Şeher”, bugün turistik bir ilçe olarak varlığını sürdürmektedir. Malatya'nın ikinci yerleşim yeri olan ve 1988 yılına kadar Eskimalatya ismi ile anılan sonra adı Battalgazi olan İlçemizin tarihi çok eskidir. Eskimalatya ilçesine adı verilen Battal Gazi veya Seyyid Battal Gazi, 8.Yüzyılda  yaşadığı tahmin edilen ve hakkında çeşitli inanışlar bırakmış bir liderdir. Malatya Serdarı Hüseyin Gazi'nin oğludur. Annesi Saide Hatun Türk asıllıdır. Battal Gazi Malatya'da doğmuştur.

Malatya'dan İlçeye giderken  Battalgazi kavşağında  Türk  destan kahramanı Battalgazi'nin at üzerinde heykeli,  ilçeye  gelenleri karşılıyor....

İlçeyi çevreleyen Roma surları, yer yer temelden yıkılmış, yer yer de harap halde Evliya Çelebi, surların uzunluğunun 5100 adım olduğunu bildirmektedir. Zamanla bu surların taşları sökülmüş  evler , bahçe duvarlarının yapımında kullanılmış. İmara açılmış, talan edilmiş.  Surları çevreleyen hendeklerden bir iz kalmamış.

Türkiye’de ilk sur yapan belediyenin Battalgazi Belediyesi olduğunu övünerek kendisi  belirten Belediye  Başkanı Selahattin Gürkan zamanında   Sıptırız mezarlığının karşısında, ilçe merkezine giden yol kenarında uzanan tarihi Roma surlarının kalıntıları üzerine 2015 yılında 550 metre uzunluğunda sinema platosunu andıran  yapay surlar yapılmış. Restora edilmemiş yeniden yapılmış. Yapılan bu surun tarihle bir alakası yok. 2015 model bir sur olmuş adeta. Ne bir ruh var, ne de bir tarih. Böyle yapılacağına eski halde Roma surlarının yıkık dökük hali kalsaydı diyorum kendi kendime...

                                                      Yeni yapılan 2015 Model Sur  

 

   

    İlçede ki evlerin , tarihi, kiremit veya taştan kırmızı beyaz minareler, camilerin, ziyaretlerin, kervansaray önünden geçiyorum. En dikkat çekici yapı Ulucami Selçuklu Hükümdarı Alaaddin Keykubat zamanında 1224 yılında inşa edilmiştir. Kitabesine göre mimarları Yakup bin Ebubekir el-Malati ve Mansur bin Yakup’tur. Bir mimarlık, oymacılık ve çini sanat harikası .

Ulu Camii 24 Ocak 2020 tarihinde ki depremden etkilendiği için restorasyon  çalışması yapılıyordu. Caminin hemen karşısında Sahabiyye-i Kübra Medresesi yıllar sonra nihayet kazı yapılmış. Ortaya çıkarılmış çalışmalar devam ediyordu.

 Haziran ayının son haftasına girerken kayısı  bahçelerinde güneşin altın yumurtaları göz kamaştırıyordu. Bahçelerde dutlar silkeleniyor, pekmezler  yapılmaya başlamıştı. Bahçelerin içinde görünen kümbetler, camiler, türbeleri seyrederek Selçuklu Kırklar Mezarlığına ulaştım...

                                                        Ulu Camii

      Mezarlık bir tepe üzerinde  Hasan Basri Hazretleri türbesinin yakınındadır. Türbe, şimdiki yerine Karakaya Baraj Gölü altında kalan Korucuk Köyü'nden taşındığı için zaman zaman Korucuk Türbesi (Korucuk Ziyareti) adıyla da anılmaktadır. Türbesi Battalgazi belediyesince 1986 yılında, yapılmıştır.

                                         Hasan Basri Türbesi ( Korucuk )

     Bu türbeye ait çeşitli efsaneler ve söylemler vardır. Söylemin bir tanesi Hasan Basri hazretlerinin  yıllar önce, bu günkü taşınmasını kastederek; “ Su ile geldim, su ile gideceğim…” sözü ilginçtir. Zeka özürlü, psikiyatri sorunlu hastaların getirildiği bu ziyaret bölgede oldukça rağbet görmektedir. Fırat nehri ve Tohma ırmağı ve Karakaya Barajından  beslenen yemyeşil, bereketli bir ova Battalgazi... Bütün Doğu Anadolu'yu doyuracak kadar meyve ve sebze üretiliyor. Battal gazi Belediyesi güzel bir hizmet yapmış çevreyi ağaçlandırmış, Kurban kesim yeri, sosyal tesis, çeşme, çocuk parkı ve oturma grupları yapmış. Bir mesire yeri haline gelmiş.

                                         Mezarlıktan Karakaya Barajının Görünüşü 

     Malatya'yı buradan rahat izleyebiliyorum.  Önümde geniş bir manzara var. O manzaranın içinde oraya buraya yerleşmiş köyler bulunuyor. Sanki ovaya kocaman yeşil bir örtü serilmiş. Beydağı'nın yamaçlarına dikilen çok katlı apartmanlar Çin setti gibi  çıplak gözle bile görülüyor .   Fırat Nehri üzerine yapılan Karakaya (1987) barajı deniz gibi  görülüyor. Baraj gölü sahilinde  dinlenme yeri ne de sosyal aktiveler yapılacak tesisler var. Elazığ Baskil köylerine feribotla geçiliyor.

                         Bir Garip Selçuklu Kırk Kardeşler Mezarlık ve Yok Edilen Hafıza

                                   

                                   Battalgazi  Kuşbakışı görünüş 

                                   Fotoğraf:   Atilla Özdemir 

        "Mezarlıklar bir ulusun kültürünün rengini ve medeniyet düzeyini gösterir” Bizim Selçuklu,  Osmanlı mezarları o medeniyetin sıcaklığı ve vakarını gösterir.

Malatya müzesinde sergilenen mezar taşları ve kitabelerde ,tarihi kaynaklarda yazıldığını göre 1900' li yılların başında bile Eskimalatyada surların dışında  gözünü nereye çeviren müslüman, Hristiyan mezarlığına rastlanıyormuş.  Bu mezarlıklarda  bu taşların altında Türkü, Kürdü, Ermenisi, Süryanisi, Rumu  yüzlerce asırdır bir insanlık tarihi gömülüymüş. Günümüzde bu mezarlıklardan dini mabetlerden iz yok.

       Sağa sola savrulmuş ya da hâlâ sağlam duran mezarlara bakınca, Türk Milletinin mezarlık kültürüne biçtiği değeri anlamak mümkün.

Kırk Kardeşler Mezarlığı düşmüş devrilmiş, toprağa gömülmüş, eğilmiş kırılmış parçalanmış mezarlar.

u uzun taşlar üzerlerinde Arap  harfleri ile yazılı, yüzlerce irili ufaklı mezar taşları. Hatta ikinci defa kullanılan Süryani, Ermeni mezar  taşları bile bulunuyor...

   Fotoğraflarda görüldüğü gibi pek az bir parçası kalan mezarlıkta mevcut mezar taşları da yarı yarıya gömülmüş, bir kısmı parçalanmış, büyük bir kısmı da otlar ve dikenler arasında kaybolmuş. Mezar taşlarının çoğu doğal ve beşeri faktörlerce tahrip edilmiş durumda...

Fotoğrafta Dilek taşının üzerinde küçük taşlar YAPIŞTIRILMIŞ.( Alıntı- Nedim Ulubaba)

Kırklar Mezarlığında " Etrafını nefes almadan yedi kez dönenlerin dileğine muradına  varacağını inanılıyor. Kızlar oğlanlar sevdiklerine alabilmek, fakirler paraya kavuşmak için vs. dönüyorlar. Mezarlıkta mum yakıp mezarlığı koruma altına alınan tel çitlere çaput bağlıyorlar."

 

                            GELİN ÖNCE MEZARLIĞIN TARİHİNE BİR GÖZ ATALIM.
 

   Kırk Kardeşler mezarlığı  / şehitliği 20.01.1989 / 189  tarihinde tescil edilmiş. 2.derce arkeolojik sit alanıdır.

    Battalgazi  ilçesi Karahan mahallesi Hasan Basri türbesinin kuzey kısmındadır.  Doğal tepe üzerine kurulmuştur. Mezarlık 125 × 450 m. alan üzerindedir. Yapılan incelemede mezar taşlarının üzerinde Selçuklu taş işçiliği ve süslemeleri görülmektedir. Mezarlıkta yapılan çalışmalarda üzeri yazılı lahit ve mezar taşları bulunmuştur. Buluntular arasında Roma ve Bizans dönemi sikkelerde mevcuttur. Yine Süryanice yazılmış mezar taşı da çıkmıştır.

        Selçuklu Kırklar Mezarlığı Anadolu coğrafyasında Ahlat'tan sonra en önemli Selçuklu mezarlıklarından bir tanesidir. Mezarlık Selçuklu, Danişmentli, Dulkadiroğullari, Memlükler, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti devrinde de kullanılmıştır. Mezar taşlarında, kitabelerde ağırlıklı olarak Arapça, Farsça ve Osmanlıca( Türkçe) dil kullanılmıştır. Hristiyan  halkın mezar taşlarında, kiliselerinde, çeşmelerinin yazıtlarında Ermenice, Süryanice ,Rumca alfabeler kullanılmıştır.Taşlarının ikinci kullanım olduğu mimari yapılarda  camiler, menfezler, köprüler, türbeler , mezarlar ,resmi binalar hatta evlerde yer alan taşların üzerindeki yazılar bu topraklarda yaşayan Milletler hakkında bilgi vermekte  tanıklık etmektedirler.

         "Anadolu'da  Selçuklu devri ve Osmanlı dönemi Malatya’sında gayri Müslimlerden söz ederken Süryanileri bu kültürün dışında tutmak mümkün değildir. Malatya’nın kültür tarihinde Süryaniler önemli bir yer tutar.  Genellikle yapılan yanlış Ermenilerle, Süryanilerin birbirinin yerine kullanılıyor olmasıdır. Oysaki her iki topluluk da Hıristiyan olmasına rağmen farklı iki millet olarak var olmuşlardır. Ayrı dilleri , kültürü ve tarihleri vardır.

          Bugün Malatya’da hiç rastlamadığımız, ama bir zamanlar elli civarındaki kilisesi ve manastırı ile kent tarih ve kültüründe önemli izler bırakmış olan Süryaniler, tarihsel süreçte olduğu gibi bugün de aynı halkı niteleyen çeşitli tabirler kullanılmaktadır. Örneğin batılı yazarlar bu halkı belirtmek için daha çok Asurlu (Assriyrian) ve Suriyeli tabirlerini kullanırken, kilise tarihçileri Süryani tabirini kullanmaktadır.

        Osmanlı padişahları tarafından ‘Millet-i Sadıka’ (Sadık Millet) olarak vasıflandırılan Ermeni ve Süryaniler otokton bir halk olarak Malatya ve çevresinde 19. yüzyılın sonlarına kadar da varlıklarını korudular. Selçuklu ve Osmanlı toplum kompozisyonu içerisinde zaman zaman bir takım sorunlarla karşılaşmış olsalar da genellikle barış içerisinde yaşadılar." ( Orhan Tuğrulca)

       Türk Tarihinde yüzlerce yıl Malatya'da Türk ,Kürt, Ermeni, Süryani, Rum, Yahudi, Hristiyan,  Müslüman birlikte yaşamış ,ticaret yapmış komşuluk ilişkileri yaşamışlar. Bu güzel birlikteliklerden dolayı birbirlerine güzel incelikli bir ifade olarak karşılıklı olarak İsevi, Musevi, Muhammedi yada ırkı dil olarak Ermeni, Süryani, Türk, Kürt   kelimelerini kullanmışlardır. Hakaret içeren, aşağılayan  " Kafir, gavur "kelimelerini kullanmamışlardır.

        100 yıl önce, bu topraklarda bin yıldan beri birlikte yaşayan halklar, (Türk, Kürt, Ermeni, Süryani, Rum, Arap çeşitli ırklar ve dinlerde) emperyalist devletlerin kışkırtmalarıyla içlerindeki bir takım basiretsiz devlet yöneticileri ,dış destekli örgütler yüzünden birbirlerini boğazladılar. Kısaca 100 yıl önce çok şey kaybettik.

***

Mezarlık Üzerinde Yapılan Kazı Çalışmalar

      Mezarlık üzerinde 2011-2012 yıllarında Malatya Müze Müdürlüğü başkanlığında ve çeşitli üniversitelerden öğretim üyelerinin bilimsel danışmanlığında kazı çalışması yapılmıştır. Mezarlık ile ilgili Sanat Tarihçisi Selim YAVUZ tarafından "Malatya Kırk kardeşler Mezarlığındaki Mezar Taşları" başlıklı yüksek lisans çalışması Necmettin Erbakan Ünv. Sanat Tarihi anabilim dalında yapılmıştır. Kazı sonrası çıkarılan eserlerden bir kısmı müze binasına bir kısmı müzenin kazı deposuna taşınırken bir kısmı ise alanda kaderine terk edilmiştir.

      Malatya müzesi deposunda. Battalgazi ilçesinde Selçuklu dönemi Kırk Kardeşler mezarlığında yapılan kazıda Arap harflerinden farklı yazılı bir taş çıkmış. Tezde yaptığımız incelemede bu taşın müzeye ait kazı deposunda olduğu anlaşılmıştır.  Ermenice olduğu düşünülen yazıtın fotoğrafını dostum olan Adıyaman ve çevre illeri Metrpoliti Melki ÜREK'e ilettim. O'da taşın Ermenice değil Süryanice bir mezar taşı olduğunu yazının bir bölümü kırıldığından tam okunamadığını ancak yazıtta "Anlaşılan, bu kişi ruhani Finhes adında biridir. Dercesine: ‘işte yazık ki bu hayattan koptum, artık yukarının ... (bin elli üç?)’ Eksik yazı!" yazıldığını söyledi.

                              

                         Kırk Kardeşler Mezarlığından çıkan Süryanice yazılı Mezar Taşı

      Yaptığım bu gezide Selçuklu Kırk Kardeşler Mezarlığı denilen küçük bir alanın etrafı taş duvar ve üzeri tel çitle çevrilmiş... Hâlbuki bu mezarlığın her etrafı sit alanıdır. Mezarlığın karşı tarafında Battalgazi Farabi İmam Hatip Lisesi için yapılan kazıda da Selçuklu dönemi birçok tarihi eserler çıkmıştır. Dolayısıyla sit alanı çok geniş bir alana yayılmıştır. Tel örgütlerle çevrili bu yerde asılı levhada "Bu alana Defin Yasaktır" yazmasına rağmen daha yeni cenazelerin gömüldüğü mezar taşlarından bellidir...

      Tarihi mezarlığın içinden giden su borusu patlamış akan su mezarların içine girmektedir. Mezarlara zarar vermektedir.

       Kırk kardeşler mezarlığının içindeki mezar taşları kazı yapılarak çıkarıldığından beri gerekli önlem alınmadığı görülmektedir.

      Bazı mezar taşlarının üzerine yıllar önce mavi branda çekilmiş o da un ufak olmuş. Görsel kirlilik yaratmaktadır.

 

       İklim, hava muhalefeti nedeniyle mezar taşların bir kısmı kırılmış,  taşların parçaları birbirine karışmış, yazılar ve süslemeler yıpranmıştır.

       Hâlbuki zamanında gerekli önemler alınsaydı en azından alanın üstüne çatı yapılsaydı bu tahribat belki daha az olacak belki de hiç olmayacaktı. Yine bu alanda bir depo yapılsa bazı mezar taşları burada saklansaydı. Günümüze kadar yıpratmaktan korunmuş olurdu. Mezarlığın içine plastik şişeler, poşetler atılmış, kurumuş otlar, ağaç dalları görsel bir kirlilik oluşturmaktadır. Mezarlığın etrafını çeviren tel örgüler yıpranmış bir kapının üzerinde kilit var. Diğer kapı açık .    

 

             Mezarlıkla ilgili tanıtım/bilgi levhası tel örgütlerin arasında kalmış okunmuyor.

     Geçen yıllarda ilçe belediyesince mezarlık sit  alanının bulunduğu bölge ağaçlandırılması için çukurlar açılmış. Bunu haber alan müze görevlileri Resmi kanaldan müracaat ederek belediyenin bu çalışmasının sit alanına zarar vereceğinden durdurmuştur. Selçuklu dönemi Kırk Kardeşler Mezarlığının / şehitliğinin arkeolojik sit alanı ve yakın çevresinin mevcut mekânsal dokusunun korunması, arkeolojik mirasın yeniden işlevlendirilerek kent ile organik bağının güçlendirilmesi .

     2011 -2013 yılları arasında Malatya Müze Müdürlüğü başkanlığında, KUDEB iş birliği ile kazısı gerçekleştirilen alanın 2017 yılında restorasyon ve çevre düzenlemesi projesi hazırlanarak Sivas Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kuruluna sunulmuş ve Kurul tarafından 2018 yılında proje onaylanmış. Projenin ihale edilerek bu alanın restore edilerek ziyarete açılması beklenmektedir.

      Sürekli ecdadıyla övünen genel ve yerel yöneticilerden 1000 yıllık Selçuklu, Osmanlı yadigârı mezarlıklara yeniden sahip çıkılması ve bakımlarının yapılması çevrede yaşayanların en büyük isteği. Türk-İslam dönemi için Anadolu coğrafyasında bu denli önemli bir mezarlığın bu şekilde bırakılması tarihimize karşı duruşumuzu ortaya koymaktadır.

Bu bakımsız virane  Kırkkardeşler mezarlığındaki   görüntüleri ne zaman bitecek? diye bir emekli öğretmen  olarak merak etmekteyim. 

      Malatya merkezde şehrin muhtelif yerlerinde duyuru panolarında Büyükşehir Belediyesince ve başkan Selahaddin Gürkan'ın  sık sık dile getirdiği  " Anadolu'yu Anayurt yapan Malatya " sözünün daha da kuvvetlenmesi, slogan  olarak kalmaması için Malatya'da  ilgili tüm kurumların, Selçuklu Kırklar Mezarlığında yıllar önce başlanan ve yarım kalan on üç yıldır uğranılmayan bu tarihi mirasın  kazı, restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmalarına devam etmesi ve bu proje kapsamında buradaki çalışmalara finansman desteği sağlaması gerekli çalışmaların tamamlanarak tezin yazarının da öneri olarak belirttiği gibi   tarihin görgü tanıklarının ayağa kaldırılarak Türkiye'mize ve Dünyaya örnek bir "Mezarlık Müzesi" hâline getirilmesi dileğiyle....

 Orta Asya’dan gelip Anadolu’yu fetheden ve bölgenin Türkleştirilip Müslüman olmasında çok önemli bir rol oynamış atalarımızın mezarlarının yer aldığı bu tarihi mezarlıkta geçmişe bir yolculuk yapmak ve tarihin kokusunu hissetmeniz için, Battalgazi'deki tarihi eserlere ve Selçuklu Mezarlığına mutlaka uğramanızı tavsiye ediyorum...

Fotoğraf yazı: Fikri Demirtaş

Fotoğraf Galerisi. 

                               Sanat Tarihçisi Selim YAVUZ'UN tez çalışmasından aşağıda ki fotoğraflar ve yazı   alınmıştır


 

 

 

 

Kaynak: Selim Yavuz 'un Selçuklu Kırk Kardeşler Mezarlığı Tez çalışmasından örnek.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.