ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

Süflâ Camii      

 

 

Süflâ : aşağı, aşağılık, en aşağı, alçak anlamlarında kullanılan Arapça bir kelimedir.

 

Caminin yer itibariyle aşağıda olması nedeniyle "Aşağıbağlar Süflâ camisi" Arapça bu ad verilmiş olabilir...

 

 

 

 

 

 

 

                       T.C Başbakanlık, Diyanet İşleri Başkanlığı Cami İbadete Açılış Beratı

 

 

Yaptıran: Mahalle halkı

İç alanı: 200 metre kare

Mülkiyeti: Diyanet İşleri Bakanlığı

Yapı şekli ve özelliği: Kerpiç , çatılı ve kiremit 

İbadete açılış tarihi: 04 Eylül 1850

Osmanlıca tarihi kitabesi yok.

Kapasitesi: 250

Eklentisi: Şadırvan, wc, lojman

Toplam arsa alanı : 4043 metre kare

Mahalle / köy: Aşağı Bağlar Mah. Müftüoğlu sokak.No.1

Yeşilyurt  / Malatya 

Caminin mülkiyeti Maliye arazisine ait. Kulanımı Diyanete verilmiş. 

Sivas Kültür Varlıkları  Koruma Bölge Kurulunca 2017 yılı 12.ayda caminin bulunduğu alan tescillenmiş

Yaklaşık 150 yıllık bir Camiidir. Uzaktan ağaçlar arasında caminin yalnız minaresinin şerefesi görülüyor.  Fahri Kayıhan caddesinin  üst kısmında Yeşilyurt ( Çırmıktı )yolu  üstünde, Konak ( Banazı) yol ayrımında,  Malatya Kayısı Araştırma müdürlüğüne yakın,  şehrin gürültüsünden uzak, sincaplar,  hozelekler, şırıl şırıl akan su sesleri, mis gibi kokan iğde çiçekleri, menekşeler, güller, çiçekler , kayısı, erik ,armut, Kızılcık ağaçları...

 

Gece derme kanalında kurbağa resitali, ateş böceklerinin yanıp sönen ışıklarıyla uçuşmaları, Ağustos böceklerinin ve kuşlarin sesleri ile ayrı bir güzellik katan 

cami şirin ve küçük masalımsı bir ibadethaneymiş...

 

 

 

 

                                        Minare 1960'lı yıllarda yapılmış

 

Malatya'nın akciğeri  Aspuzu bağ köyleri son yılarda Banazı, Tecde , Barguzu rant uğruna mimariye açıldı. İşte Aşağıbağlar Suflâ  caminin de dört bir yanı minaresinden daha yüksek, hatta diğer camilerin minarelerine de tepeden bakan beton kafeslerle çevrilmiş. Bu küçük şirin cami bir yeşil ada içinde kalmış. O eski günlerini özlüyordur...

Camini önünde  minareyle  birlikte göğe doğru uzanan bir çam ağacı, yanında birde  kiraz  ağacı var. Minarenin solunda  abdest alma yeri, camiye bitişik küçük bir lojmanı var. Cami tuvaleti bahçe yolunun hemen karşısında.

MİMARİ YAPISI

Kerpiç caminin duvarları, zeminden itibaren yığma taş üzerine iki anaç kerpiç duvar (80cm.) örülmüş. Duvar sıvalı  iken 90 cm. Yan taraf temelden 1,5 m. Yükseklikte. 

 İmam Vahap'ın gözetiminde hayırseverlerin yardımıyla 2010'li yıllarda caminin dış duvarından  kepçeyle eşilerek 1,5 metre derinliğinle 20 cm. eninde c 25 beton dökülerek güçlenme ve izolasyonu yaptırılmış.  Aynı yıllarda cami ağaçların içinde kaldığından rutubetten dolayı dış duvar  boya tutmadığını cam mozaik yaptırılmıştır. Sonradan 1970' li yıllarda ters tavan yapılmış.

 

 

 

                                                              İmam Vahap bey

 

Pencereleri bol; pencerelerin tavana yakın, alt duvarıysa eğimli tutulmuş. Böylece yaz ve kış güneşi dengelenmiş. 3 doğu, 3 batı, 7 güney, 2 kuzeyde olmak üzere on beş penceresi bulunuyor. Aslında on yedi pencereliyken kuzeydeki pencerelerden biri, kapaklı dolaba dönüştürülerek kitaplık yapılmış. Kuzeydeki pencerelerden biri de kapıya dönüştürülmüş... İlmi bir restorasyon  çalışması hiç yapılmamış. Doğal halinden epey değişime uğramış. Görevli imamın gayreti ve hayırsever vatandaşların yardımıyla Cami yıllara meydan okumaktadır. 

 

 

 

 

      Minarenin üzerinde yeni yazılmış mermer bir kitabe asılı 1850 tarihi yazılı, Osmanlıca yazılı kitabe yoktur.

Caminin önceki minaresi, caminin kuzey tarafındaymış. Onu yıkarak yeni minareyi, caminin kuzeybatısına 1960' lı yıllarında yapılmış...

 Minare giriş kapısına 4 taş basamakla çıkılıp demir kapıdan minarenin  içerisine girilir.

Minarenin temeli ve temelden yukarı üç metre kadar bölümünü kesme taştan, gerisini tuğladan örerek tek şerefeli minare yapmışlar. Minarenin aksamındaki kesme taşlarla külahındaki tuğlaları birleştiren taşlar, öyle ustalıkla yerleştirilmiş ki estetik görünümüne bakan bir daha bakıyor.

 

 

 

 

 

       Minarenin sol tarafı bitişiğine abdest alma yeri yapılmış. Tuvaletlerse eklendi olarak  sonradan caminin kuzeyinden geçen yolun karşısına, yapılmış...

 

 

 

 

 

     Avlu; duvarla, duvarın üstüne de demir parmaklıkla çevrilmiş. Avlu duvarları ve caminin dış duvarları, cam mozaik denen malzemeyle kaplanmış. Caminin doğusuna küçük bir imam konutu eklenmiş sonradan. Caminin kuzeyi dış duvarına küçük bir çeşme yapılmış. Camiye  cümle kapısından girilince tam karşıda mihrap görülüyor. Taş olan mihrap yakın zamanda  Elazığ mermeri vişne çürüğü ile kaplanmıştır.

 

 

 

 

                                                                        Mihrap

 

Altı ağaç sütunla desteklenen dikdörtgen caminin tavanını, doğudan batıya tam ortalayarak sıralanan altı tane ağaç sütun destekliyor. Tavan, ters tavan denen yöntemle kapatılarak tavandaki ağaç direkler gizlenmiş. Çatı da sonradan yaptırılmış. Kerpiç yapı, sobayla ısıtılıyor. Camini tabanı ahşap  üzerine,  cemaat saflarını gösteren bir şekilde fabrikasyon kırmızı bir halı ile döşenmiş.

 

 

 

 

    

      Caminin dörtte biri camla bölünerek kışlık bölüm oluşturulmuş. Bu kışlık bölüm, ihtiyaç halinde genellikle Ramazan ayında  kadın cemaatin teravi namazında kullanması için yapılmış. Hatta kuzeydeki pencerelerden biri, kapıya dönüştürülerek kadınların giriş kapısı olarak ayrılmış. Mihrabın batısındaki ahşap minber, 1970' li yılların sonunda  yaptırılmış. Önceki minber, birkaç basamaklı taştan yapılan minbermiş. Taş minberin yerine ahşap minber yaptırmışlar.

 

 

 

                                                                     Minber

 

Cami oldukça bakımlı, daha dün yapılmış izlenimi verecek kadar bakımlı, sağlam ve tertemiz bir ibadet yeri. Malatya İmam - hatip mezunu  imam Vahap yıllardır bu camide görev yapıyormuş.

Her ne olursa olsun mimari yapıları kısaca tanıtıcı bir  levha yazılıp dışarıya asılması, hatta cami içinde de tanıtıcı bir yazı yazılıp duvara asılsa  güzel olmaz mı? Yurdumuzda gezdiğim yerlerde  bu konuda istisnalar dışında büyük bir eksiklik olduğunu görüyorum. Cumhuriyet dönemi mimari yapılarda fabrikalarda, garlarda, okullarda, resmi binalarda vb. neredeyse hiç tanıtıcı levha yok desem yeri var...

Fotoğraf yazı: Fikri Demirtaş 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.