KÜÇÜK İSTASYONLAR
Çelik tekerleklerin tıkırtıları
kulaklarımda yankılanıyor
Issız yerlerden trenler, katarlar geçer
Vagonlar tıslayarak buhar çıkararak İstasyona girerdi.
Herkes onu beklerdi
Demiryollarında
rayların üzerinde trenler
yıldızlar gibi akar.
Nice trenler uğrardı
Nice yolcular konaklardı
Küçük istasyonlarda
Ayrılığı ve kavuşmaları çalar makinist
İnsana bazen hüzün bazen de sevinç verir
gece gündüz gelip geçen trenler.
Küçük istasyonlar şimdi kederli üzgün.
hasret tüten anılar gibidir.
Namı şanı kaybolmuş
kütükten düşmüş istasyonlarda
Ayakta ölmüş ağaçlar.
yok artık cıvıl cıvıl çocuklar
İstasyonların şefi güvercinler,
sanki ağlar gibiler
Yaşarken öldürdüğümüz
metruk istasyonların
sarıya çalan binaları öksüz
Şimdi ne bir tren, ne de düdük...
Beklemez kimse artık hiç gelmeyecek trenleri.
1 Aralık 2021, Malatya
KAPATILAN, YIKILAN KÜÇÜK İSTASYONLAR
Genç Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu M. Kemal Atatürk ve ilk hükümetleri, ulaşım politikaları konusunda tercihlerini demiryollarından yana kullanmışlardır. Bir taraftan ekonomik kalkınmayı hızlandırmak, diğer taraftan ülkenin siyasi birliğini pekiştirmek ve savunmasını kolaylaştırmak amacıyla, aktif ve tutarlı bir demiryolu politikası belirlemek, temel hedef olmuştur. Bu politikanın iki ana prensibi, ülkenin uzak şehirlerinin yeni hatlarla merkeze bağlanması ve mevcut imtiyazlı yolların devletleştirilmesi olmuştur. Böylece Cumhuriyet'ten önce Osmanlı döneminde 3714 km. 1923-1950 yılları arasında 3780 km. ve 1950 yılından sonra da 1169 km. olmak üzere 8663 km. demiryolu yapılmıştır.
1950'li yıllarda devletin demiryolu için yapılan masrafları devlet bütçesine yük olarak görmeye başlamasıyla bir duraksama dönemine giriyor. O zamandan günümüze ise ancak bin kilometre daha eklenebiliyor. Onuncu yıl marşında söylenen “demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” sözleri ise sadece bir marşın nakaratı olarak akıllarda kalıyor.
"Karayoluna neden daha çok önem veriliyor?
Neden demiryolları tercih edilmiyor sorusunu, düşünürsek cevabı şu olabilir: bizim 2. dünya savaşı sonrası bütün sistemimiz Amerikan yardımlarına göre tasarım ediliyor, yatırımların çok büyük bir kısmı kara yolu inşaatına gidiyor. Aradan geçen 70 senede de çok fazla değişiklik olmadı, şu an hala
Avrupa ülkeleri . Amerika gelişmiş ülkeler Demiryollarını tercih ederken.
en büyük altyapı yatırımlarımız kara yolu yatırımı.
1 km kara yolu yapılana kadar bilmem kaç km. demiryolu yapılabilir belki. Veya son teknoloji uygun şekilde getirildiğinde ve kullanıldığında Türkiye'nin doğusuyla batısı 6 saate inebilir. Yol üzerinde bir sürü istasyon olacağından, üzerinden geçilecek köyler, kasabalar, küçük şehirler kalkınabilir, bu bölgelere yapılan yatırım artırılabilir. Köylerden kente göçler engellenir.
Doğuyla batı arasındaki fark da ortadan kalkabilir, doğu güçlenebilir; ama asfaltın, ziftin, yol yapımıyla ilgili petrole dair daha bilmediğimiz bir ton şeyin alımının, benzin tüketiminin azalacak olması, büyük petrol şirketlerinin , otomobil ( tır, otobüs) üreticilerinin hiçbirinin işine gelmez. Ulaştırma bakanlığı köy istasyonlarındaki personeli çekince istasyonlar birer harabe haine geldi. Trenler hız kesmeden yoluna devam edecekmiş.
Doğanşehir Su Çatı İstasyonu
Yani, TCDD bir kamu kurumu olarak kamusal işletmecilik görevini bir kenara bırakarak karlılığı temel alan işletmeciliği esas almaktadır. Bu uygulama ise kamusal bir ulaşım aracı olan trenden yararlanmak isteyen yöre halkının "ulaşım hakkını" engellenmektedir. Köyden kente göçü tetikleyecektir
Türkiye’deki demiryolu hatları üzerinde çok sayıda istasyon binası inşa edilmiştir. Gar binası, bu taşra kasabasının belki de en gösterişli ve sağlam yapısıdır.
Ancak bu yapıların bir kısmı demiryolu teknolojisindeki gelişmeler, taşımaların özelleşmesi, yönetim tercihleri, kullanıcı ihtiyaçlarının farklılaşması, demiryolu hat güzergâhlarının değişmesi gibi çeşitli nedenlerle yüzlerce istasyon terk edilmiş harabe halde, özgünlüğünü yitirmiş veya yıkılarak yok olmuş, önemli bir kısmı da yok olmaya yüz tutmuştur.
Yıllardır kullanım dışı olan Tren İstasyonları günümüzde kullanımının olmaması ve buna bağlı olarak da bakımsız kalmaları nedeniyle yapılar günden güne tahrip olmaktadır. Ara İstasyonlar alanı ve içinde bulunan yapılar , ilçenin, köyün kimliğine ve alanın tarihi dokusuna uygun olarak yeniden tamir edilmeli ve kent yaşamına aktif olarak katılmalıdır.
Fotoğraf Galerisi:
Malatya’da İstasyon müze