Malatya’da Nisan geldi mi korku başlar.
İlkbahar donları kayısının geleceğini belirler, bu nedenle de don korkusu yaşanır.
Kayısı üreticisi bu ayda bahçede sabahı zor eder.
Don olduğunda lastik yakmaya çalışır. Eskiden saman yakarlardı ama oda ithal ürünler arasına girince bırakın yakmaya, besi deki hayvana verecek saman dahi bulunamıyor.
13-14 Nisan 2022 tarihinde Meteoroloji uyarmasına rağmen yakıcı don olayı Malatya’yı baştan sona, hatta Elbistan ve Baskil’e kadar adeta yaktı diyebiliriz.
Her don olayı sonrasında biraz abartılı sesler gelirdi, kayısı yanmasa da yandı diyenlere rastlanırdı.
Üretici kayısı yandı yok diyerek fiyatların yükselmesini bekler, alıcılar da aksini iddia ederlerdi. Bu nedenle 14 Nisan sabahı Malatya’yı donduran soğuktan kayısı büyük ölçüde nasibini alsa da yandık, bittik, yok olduk söylemleri önce pek inandırıcı gelmedi.
Abartıyorlar algısı hakim oldu.
Üreticiler yüksek sesle bağırdılar duyan dahi olmadı.
Ziraat Odaları Başkanları Malatya Gazeteciler Cemiyetine gelerek sert çıktılar ve kayısıdaki zarara dikkat çektiler.
Muhtarlar ve Üreticiler de Cemiyetimizde açıklamalarda bulundular.
Kayısı yok oldu bizde bitiyoruz dediler, destek istediler, Kayısı ile ilgilenen kurumlara, siyasetçilere, bürokratlara biraz da sitem ettiler, kızdılar.
Doğrusu dondurucu soğukların kayısıya zarar verdiğini bilmekle birlikte bende hasarın anlatıldığı gibi yüzde 80’ler düzeyinde olacağına asla inanmak istemedim. Kayısının yarısı yansa, yarısı kalsa nereden baksan 150-200 bin ton kuru kayısı yine çıkar bu bölgeden diyordum.
Ancak Battalgazi ilçesine gidip, Toygar, Boran ve Kadıçayırı mahallelerinde dolaşıp Sedat’ın bahçesini de adım adım dolaşıp yiyecek bir çağala dahi bulamayınca 14 Nisan’da don olayının boyutlarını yerinde görünce, tepkilerin hiç de haksız olmadığına inandım.
Kayısı ağaçları adeta soğuktan haşlanmış. Tepeden alt dallara kadar çiçekler yanmış, çağala olacak kayısı yere dökülüyor.
Ve ağaçta bir tek kayısı olacak çağala yok.
Kayısı yanmış, ürün bitmiş, emek boşa gitmiş. Ceviz ağaçları bile yanmış.
Malatya olası bir depremi beklerken, don olayıyla bir başka felaket yaşamış.
Battalgazi bölgesinde dümdüz bir ovada kayısı ağaçları böyle bir donla yanmışsa bunun adı felakettir.
Malatya’nın ekonomisi sarsılacak demektir.
Üretici mahvolmuş demektir.
Yılda Malatya ve ülke ekonomisine 5 milyarlık katkı sunan kayısı da zararın boyutları milyarlarla anlatılabilir.
Rekolte tahmini dahi yapılamaz.
Yıllardır Malatya’ya döviz getiren, binlerce kişiye istihdam yaratan kayısı konusunda bu yıl Devlete büyük bir görev düşmektedir.
Tarsim don zararlarını karşılamak için harekete geçmelidir.
Tarım Orman İl Müdürlüğü kayısıdaki don zararını tüm açıklığıyla tespit ederek kamuoyuna açıklamalıdır.
Devlet üzerine düşeni yapmalı üreticiler alan bazlı bir destek sağlanmalıdır.
Kayısıya don desteği verilmelidir.
Malatya Afet Bölgesi ilan edilsin diye yapılan çağrılara kulak verilmelidir.
Kayısı da büyük bir zarar söz konusudur.
Yaraların sarılması gereklidir.
Bu nedenle herkese ve hepimize de görevler düşmektedir.