Gazeteciliğe başladığımızda hurufat kasasından harfleri kumpasa dizdiğimizde Malatya Valisi Sadullah Verel’di, sonra Rafet Küçüktiryaki geldi.
Rahmetli Hamit Fendoğlu bombalı suikastle öldürüldüğünde Malatya Valisi Cahit Bayar’dı. Malatya da 960 işyeri yağmalanarak yıkıldıktan sonra Ferruh Güven ardından 1979’da Enver Hızlan göreve başladı, 12 Eylül darbesinde Malatya Valisiydi. Sonraları ise sırasıyla Aydın Özakın, Kurtuluş Şişmantürk, Alaettin Hüsnü Özipeker, Rahmetli Turgut Özal’ın mitinginde diz çökmeyen Valimiz Naim Cömertoğlu, Kutlu Aktaş, Oğuz Kağan Köksal, Saffet Arıkan Bedük, Atilla Osman Çelebioğlu, Atilla Vural, Mustafa Yıldırım, Osman Derya Kadıoğlu, Halil İbrahim Daşöz, Mehmet Ulvi Saran, Vasip Şahin, Süleyman Kamçı, Mustafa Toprak, Ali Kaban ve Aydın Baruş hizmet ederek gittiler.
Valilerimizle güzel anılarımız var.
Dün Malatya Valisi Hulusi Şahin’e Hayırlı olsuna giderken Malatya Valiliğinin koridorlarında gelip giden Valilerimizi hatırladık.
Vali Kurtuluş Şişmantürk ile Gazeteci Erhan Kırçuval’ın yaşadığı “İki kadeh attıktan sonra Biriniz Vali birinizde Paşa olursunuz” diyen Erhan’ın eşinin kapıya kadar gelen Valinin üzerine kapıyı nasıl çarptığını hatırladık.
Rahmetli Turgut Özal’ın Hükümet meydanında yaptığı konuşma sırasında, vatandaşların kendisini görmesi için Tarım Bakanı Hüsnü Doğan ile Milli Eğitim Bakanı Metin Emiroğlu’na sırayla çökün dedikten sonra Vali Naim Cömertoğlu’na dönerek “Vali sende çök” demesine karşın Vali Cömertoğlu’nun Ben Devleti temsil ediyorum, ben çökemem” deyişi bir kez daha kulaklarımızda çınladı.
Kutlu Aktaş’ın adım adım ziyaret gibi baskınlarını hatırlarken, makamda otururken makam odasının kapısını aralayarak içeri gire iri kıyım fare nedeniyle makamı terk ederek koridorda volta atmasını, Efsane Valimiz Saffet Arıkan Bedük’ün "Gidemediğin yer senin değildir" diyerek Malatya ziyaretlerini ve Devlet adamı olarak konuşmalarını, Vali Oğuz Kağan Köksal’ın derin çektiği piposunu, Mustafa Yıldırım’ın nasihatlarını, Atilla Vural’ın fıkralarını, Derya Kadıoğlu’nun duruşunu, Halil İbrahim Daşöz’ün Adıyaman-Malatya Vailiklerindeki Nemrut Dağı ile ilgili kararlarını hafızalarımızda yeniledik.
Proje adamı Vali Ulvi Saran’ın Levent Vadisi, Arslantepe UNESCO başvurusu, Kitap Fuarı, Film Festivali, tarihi eserlerin ayağa kaldırılması ve de en önemlisi Beydağlarını ağaçlandıran Vali olmasını hep anlatırız. Ankara Valimiz Vasip Şahin’in efendiliğini, sade duruşunu, Süleyman Kamçı’nın yaklaşımlarını, Mustafa Toprak’ın ses tonunu, Ali Kaban ve Aydın Baruş’un konuşmaları gözümüzün önünden film şeridi gibi geçti.
Yeni Valimiz Hulusi Şahin Batman’dan çıka geldi. Aynı zamanda Batman Belediye Başkanlığı da yapan Vali Şahin ile daha görüşmeden yayınladığı Resmi İlan genelgesiyle ihale yönetmeliğini işarat ederek kuralları hatırlatmasıyla işe başlamasını gelir gelmez takdir ettik.
Dünde baktık Vali Şahin Malatya’da aksayan durumları tespit ederek çalışmalara başlamış.
Batman’da proje olmasına rağmen ödenek bulunamazken,, Malatya’da ise siyasetçilerin ödenek getirdiğini ama ihalelerin yapılamadığıyla karşılaşan Valimizin ilk talimatı hemen ihaleleri yapın olmuş. Malatya’daki kamu kuruluşlarındaki hantallığı aktife çevirmek için “Herkes görevini yapacak” diyerek talimatını vermiş.
Kurumları harekete geçirmiş, çalışmaların kamuoyu ve basınla paylaşılmasını istemiş. Sonra’da korumalarını bir kenara bırakarak Malatya’nın Demirciler Çarşısını, Kasap Pazarını ve Malatya’nın sokaklarını tek başına dolaşmış.
Genç ve dinamik. Kanun ve kuralları çok iyi biliyor. Valiliğinin yanı sıra Belediye Başkanlığı görevinde bulunmakla daha da deneyim kazanmış.
Son derece kararlı.
Tam bir devlet adamı.
Malatya’yı yeniden ayağa kaldıracağından emin.
Sorunları sorun etmeden çözmeden yana.
Yukarıda saydığımız Valilerimizi görenler olarak bir Valinin neler yapacağı gelişinden belli olur.
Vali Şahin bize ümit verdi, umut verdi.
Hoş geldiniz Sayın Valim…