Hasan Demirtaş
1979 - 2006 yılları Malatya Sıtma Eradikasyon bölge başkanı , Malatya Türk Kızılay Derneği İlk yardım Eğitim Merkezi mesul müdürü ve öğretmeni olarak görev yapan Safa Yaşar beyi 2022 Aralık ayının son haftasında dernekte ziyaret ettim. Rahmetli babamın Malatya'da Sıtma Savaş memuru iken Bölge başkanlığını yapmış, Safa Yaşar Beyle Başkanlığı döneminde Sıtma Savaş ile yaptığı çalışmaları da konuştuk .
Babam Hasan DEMİRTAŞ ' tan övgüyle bahsetti ve görevini layıkıyla yapan aydın bir Cumhuriyet memuru olduğunu söyledi.
Safa Yaşar bey, babamın notlarında bahsettiği gibi Cumhuriyet tarihinde ve Sıtma Eradikasyon Başkanı olarak görev yaptığı yıllarda Sıtma Savaşla mücadele konusunda bilgi verdi. Son söz olaraktan "Yıllar sonra ülkemizde Sıtma hastalığının azalmaya başlaması ile Sağlık Savaş memur alımı durduruldu. Sürveyans hizmetleri işçiler tarafından yapılmaya başlandı. 1994 yılında Sağlık Bakanlığı sağlık hizmetlerinde entegrasyona giderek Sıtma Eradikasyon Bölge Başkanlıklarının ismini değiştirdi. Sıtma Savaş bölge müdürlüğü daire Başkanlığına döndü. Bu kapsamda sıtma Teşkilatı Sağlık Müdürlüğü Bulaşıcı Hastalıklar Şubesi bünyesinde Sıtma birimine dönüştürüldü. İlçelerdeki şubeler kapatıldı. Burada görevli sağlık savaş memurları Sağlık Ocaklarında atandı. 2002 yılına kadar teşkilatta görev yapan sağlık savaş memurları tamamen emekli olarak teşkilattan çekildiler. . Bundan sonra da işçiler sıtma mücadelesinde çalıştılar. İşçi alımı da durdurulduğundan onların da yavaş yavaş sayıları azaldı. Şu anda Sıtma teşkilatında aktif çalışan kimse kalmadı.
Malatya Sıtma Eradikasyon Bölge Başkanı Safa Yaşar Bey, F. Demirtaş
Geçmişten günümüze kadar yapılan etkili mücadele sona erdirildi. Bilim insanlarının 'sıtma' uyarısı..."Küresel ısınmayla birlikte Türkiye'de de farklı tür böcek ve sinekler görülomeye başlandı. İklim değişikliğine bağlı olarak kene, sivrisinek gibi hayvanlardan insanlara geçen Sıtma benzeri tropikal hastalıkların arttığı söyleniyor." Benim korkum ülkemizde bir sıtma salgını çıkacak olsa bu alanda yetişmiş hiç bir personel yoktur..." dedi.
***
Sıtma Eradikasyon Şube Şefi
Hasan Demirtaş
1934 Hekimhan doğumlu babam Hasan Demirtaş, uzun boylu, geniş omuzlu,
her daim kumaş takım elbise giyer, takımına uygun kravat takar. Güzel konuşur. Sohbet etmekten hoşlanan bir Cumhuriyet memurudur.
Babam askerlik sonrası memurluk sınavı kazandıktan sonra, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının sıtma konusunda doktorlar ve sağlık memurları yetiştirmek için açılan kursa gitmiş.1958 yılında Malatya - Arapgir ilçesinde Sıtma Savaş dairesinde sağlık savaş memuru Şube Şefi olarak göreve başlamıştır., Türkiye'de sıtma mücadelesinin önemli tanıklarından ve hizmet edenlerinden biridir. Arguvan, Darende ilçelerinde ve en son olarak da Malatya merkezde görev yapmıştır. 27 yıl sağlık savaş memuru olarak devletine hizmet etmiş ve emekli olmuştur. Sıtma mücadelesi ile meşgul olduğu için ( Sıtma Şefi Hasan Bey ) denilir ve o isimle anılırdı.
26 Kasım 2015 yılında babam rahmetli olduktan sonra kahverengi deri çantasında evrakların içinde dokuz sayfa çizgisiz kağıtlara kendi el yazısıyla sıtma ile ilgili notlar içeren yazı çıkmıştı.
Babam Sağlık memurlarına verilen "Sıtma Savaş' ders notlarından , kitaplardan yararlanarak ve gözlemlerini 9-10 sayfa el yazısını kağıtlara not almış. Sanki bir yerde Sıtma konusunda ders verilecek gibi hazırlık yapmış. Babam Türkiye'de sıtma mücadelesinin önemli tanıklarından bir memurdur. Bu notlarda sıtma savaş mücadelesinin adımlarını, köylülerin ,hekimler ve uzman hekimler dahil aydınların ve devletin sıtma mücadelesindeki sorumluluklarını ve bunları yerine getirmek için gerekenleri bu savaşta bir nefer olarak yaşamış ve yazmış...
Babam beni de çocukluk anılarıma götürdü. İşte böylece babamın anlattıkları ,notları ile anısına bu yazıyı yazdım. Yıllar önceydi. Arguvan'da ilkokula yen başlamıştım. Babam Sıtma Eradikasyon başkanlığında Şube Şefiydi. Daire memurlarının köydeki çalışmalarını denetlemek için dairenin son model , arkası brandalı jeepleri ile köylere giderdi. Bazen beni de götürürlerdi. Çok sevinirdim. Kuşlar gibi uçardım. Stabilize yollarda ovalar, dağlar , dereler geçer köylere varırdık. Çocuk dünyamı süsleyen her şey burada geçti. Çocukluğumun geçtiği o yılların köyleri , memleket demekti; O yıllarda daha köy okulları boşaltılmamış, ortalık cıvıl cıvıl coşkuyla gürlüyordu.
SITMA SAVAŞ ŞUBE ŞEFİ HASAN DEMİRTAŞ'IN NOTLARI
Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşunun hemen ardından yoksullukla, geri kalmışlıkla, cehaletle mücadele ettiler , aynı zamanda bir çok salgın hastalıklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Mustafa Kemal ( Atatürk) Mart 1923 tarihli meclis konuşmasında sıtma mücadelesi konusunda da açıklamalar yaptı. Atatürk'ün isteğiyle 1928 'de " Adana Sıtma Enstitüsü "kuruldu. Burada sıtma savaş için gereken araştırmalar ve sıtma konusunda eğitim verildi. Sağlık Bakanlığı Sıtma ile mücadelede resmi ve sivil bir seferberlik başlatmıştır. Mücadele sadece sıtma ile değildi, eş zamanlı olarak frengi, verem, trahom vb. diğer salgın hastalıklarla mücadele ettiler. Diğer hastalıklarla birlikte sıtmayı da yendiler.
Ülkemizde Sağlık Bakanlığına bağlı Sıtma Eradikasyon Teşkilatları il ve ilçelerde kurulmaya başlar, Özellikle sivrisinek üremesine sebep olan yerleşim yerlerinde bataklıklar kurutulmaya, evler de D.D.T ilacı ile ilaçlanmaya ve ithal edilen ve devletin ücretsiz hastalara bedava verilen Kinin hapları ile de hasta tedavilerine başlanır. Malatya'da Sıtma Eradikasyon başkanlığı kurulur.1930 yıllarında Malatya'da sıtmaya yakalanma oranı % 70 civarındadır. Bu kapsamda teşkilata sonradan unvanları sağlık savaş memuru olarak anılan sürveyans memurları alınmıştır.
Malatya'da Sıtma dairesinde birçok Başkan görev yapmıştır. Dr. Beytullah Tarhan, Ziya bey, Bilal bey, Safa Yaşar. Ben Dr. Beytullah beyle,1979 yılında Malatya Sıtma Eradikasyon başkanlığına atanan Safa Yaşar beyle çalıştım .1983 yılına kadar görev yaptım. O sene emekli oldum. İlk dairemiz Fuzuli Caddesinde iki katlı bahçeli geniş bir binaydı. Sonra Kanal boyunda iki katlı bir binaya taşındık.
Başkanlığımıza bağlı Arguvan, Arapgir, Akçadağ , Pütürge, Hekimhan, Doğanşehir, Darende şubelerimiz vardı. Bu şubelerde 1 şube şefi, 1 hizmetli, ve yeteri kadar Sağlık Savaş memurları vardı. Bölgede Başkan makam odası, memur odaları, laboratuvar, depolar ; Varillerde DDT, İlaçlama pompaları, maskeler, iş elbiseleri, 9 adet jeep, 1 pikap, kutular içinde kinin hapları, enjektörler, lam camları, mikroskoplar basılı evraklar. Fotoğraf makinesi, Sıma ile mücadele afişleri, ispirto ocakları ve gazlı çalışan buz dolapları vardı.
Sıtma Savaş memurlarının Sıhhiye çantaları içinde (o zamanlar tek kullanımlık enjektörler yoktu)Enjektör takımı, iğne uçları, (paslanmaz çelik muhafaza içinde), bir küçük ispirto ocağı, cam tüp , penisilin türevi olan Combiatrin’i , kinin , cam, lam, pamuk, gazlı bez, flaster, pratik sağlık hizmetleri bilgisi ile mide, ishal, enfeksiyon hastalıkları ilaçları da taşırdı
Biz bir ekiptik, yaptığımız işi seviyorduk. Tük köylüsüne hizmet etmek bizim için bir gurur meselesidir. Her sıtma savaş sağlık memuruna 15-20 köy verilir. Memurların köylere gidebileceği motorlu vasıta olmadığı, için at ile eşek ile yayan gidilirdi. Köyler arası seyahatlerde zaman zaman ciddi güvenlik sorunları yaşardık. Özellikle köpeklerin saldırıları sonucu tabanca almaya mecbur kalır, kendi güvenliğini sağlamaya çalışılırdı. Sonradan Sıtma savaş memurlarına da silah taşıma ruhsatı verildi . Makine kimyadan 7 .65 tabanca alındı.
Yoğun kar yağışının olduğu dönemlerde memurlar, konaklanan köylerde muhtar , köy odaları , köy öğretmenlerini evlerinde yatıldığı, dönemler olmasına rağmen, görev sorumluluğu idealinden güç alarak çalışılırdı.
Doktor yüzü görmeyen köylerin sağlık hizmetlerinin köy sağlık memurlarınca üstlenildiği adeta köylülerin adeta doktoru oldukları bu memurlara köylüler' Sıtmacı , Doktor' diyorlardı. teker teker evleri dolanır hane halkını sorar kontrol ederdi. Salgın hastalıkları ,yara ve diğer hastalıklarda öncü gibi gelir not eder ve gerekli yerlere acil ihbar yaparlardı.
Önceden sıtma nöbeti geçirenler ölenler çok olurmuş....Yazın özellikle dere ,ırmak kenarlarında Fırat nehrinin, Tohma ırmağının , derelerin, çayların geçtiği köylerde bataklıklarda, su birikintilerinin olduğu yerlerde sulanmış tarlalarda gözelerde sivrisinekler kaynardı. Anadolu köylerinin çoğunda
derme çatma kerpiç damlarda yaşam mücadelesi verilir, akşam olsa da az biraz serinlik gelse diye beklenirdi. Ancak gün batımı ile taarruza geçen sivrisinek bulutları, köylülerin yaşamını cehenneme çevirirdi. Sabaha kadar süren sivrisinek saldırıları, her daim sinirleri bozar
Yorgunluktan sivrisinek kovacak halleri olmaz, uykudayken refleks olarak vurdukları sivrisinekler yüzlerine ,ellerine, ayaklarına yapışırdı. Cibidinlik yaygın değildi . İmkanlarda yoktu.
Genel sağlık hizmetleri içinde her eve kapalı tuvalet yapılmasının ve çevre temizliğinin onları birçok hastalıktan koruyacağını halka anlatmaya özel önem verilir. Öğretmenlerle, muhtarlarla birlikte yaygın olan haşere ve parazitlerden korunmak, temizlik için yapılması gerekenler üzerinde sürekli halkı bilgilendirir, uyarır ve önlemler almaya çalışılırdı.
Köylerde öğretmenleri bilgilendirerek teşhis, tedavi ve takiplerde ciddi gelişme sağlanmıştır.
Okulu bulunan köylerde bir kısmı enstitülü olan öğretmen ve eğitmenlerin sağlık konusu dahil tüm işlerde ve ilişkilerde yardımcı olmalarına, dayanışma göstermelerinin yararını gördüğünü özenle belirtirdi. Okulu olmayan köylerde muhtara ve köylülere okul yapmalarını, çocuklarını mutlaka okutmalarını sürekli telkin eder, örnekler vererek gayret gösterilirdi.
Köylerde çocukların en çok korktukları ve korkularından firar ettikleri sıtmacılar ve sağlıkçılardı. Sağlık Savaş memurları ayın başında görevli oldukları köylere gezi programları yaparlardı. Köylerde mezralarda ev ziyareti yaparak sıtma belirtileri taşıyan ;çok veya orta şiddetli arasında değişen titreme, yüksek ateş, aşırı terleme, baş ağrısı, mide buluntusu, kusma, karın ağrısı, ishal, annemi ,kasılmalar, kanlı dışkı sorunları olanlar tespit edilirdi. Bunlarla birlikte yerleşim yerlerine misafir, asker, yurt dışından gelen insanların parmaklarından kan örnekleri alınarak 'lam' üzerinde kalın yayma yapılırdı. Toplanan kalın yayma lam'lı kanlar üzerinde şahsın adı soyadı , köyü yazılır. Bölgeye gelen kanlar bölge laboratuvarında mikroskop altında incelenirdi. Şayet sıtma teşhisi konmuşsa bölge Başkanı bizzat hastanın olduğu yere giderek epidemiolojik incelenmesini yapar, ilaçlarını verirdi. Sonra görevli memur, Sıtma teşhisi konan hastaya 14 gün boyunca ilaçlarını düzenli olarak içirirdi. Verilen eğitimde, köylü ilacı içtikten sonra ağzını açtırıp at dişine bakar gibi yutup yutmadığını kontrol edilirdi.
Köy evlerinin giriş kapısın arkasına L 7 adlı bir form yapıştırılır . Memur eve geldiğine dair bu formu imzalardı.. Şube Şefi veya Bölge Başkanı dairemize ait jeep'le denetime çıktıklarında bu formlara bakarak memurun gelip gelmediğini denetlerdi.
Ayrıca kurumda mevsimlik geçici işçiler de vardı. Bunlar da sırtlarında galvanizden yapılmış ilaç pompası ile bataklıkları , ahırları sivrisineklerin ürediği yerleri ilaçlanırdı. Silindir biçimdeki pompanın dolu ağırlığı yaklaşık 30 kilo geliyordu . Sonraları ilaçlama tank yüklü pikaplarla , traktörlerle yapılırdı.
Türkiye bu yurtsever kamu insanlarının omuzlarında yükseldi, bizler onların yaptıklarını göz ardı etmeyelim. Türkiye’de her başarılanın arkasında bilgi birikim emek lider ve ekip vardır. Sanırım, Hasan Demirtaş gibi iyi bir öncü ve ekibini motive eden onlara rol model binlerce memur vardı.
Başta sıtma olmak üzere tüm bulaşıcı hastalıklarla savaşan sağlıkçıları tekrar rahmetle anıyorum.
Soldan birinci Hasan Demirtaş Arguvan 1965
Sıtma Hastalığı notları
"İnsanlık tarihi boyunca en tehlikeli salgınlara neden olan hastalıklardan biri sıtmadır. Sıtma (malarya) tarih boyunca önemli bir sağlık sorunu. Dünya nüfusunun %40'ı sıtmanın endemik olduğu bölgelerde yaşamaktadır. Sıtma 2013 yılında 198 milyon vaka, 584.000 ölüme neden olmuştur. "
Sıtma, ya da diğer adlarıyla Bataklık Humması veya Malarya, Plasmodium türü tek hücreli parazitlerin gelişimlerini tamamlamak amacıyla konak olarak kullandıkları dişi Anofel türü sivrisineklerin insan ve hayvanları sokmasıyla (ısırmasıyla) kana geçer, alyuvarların içine girip çoğalır ve alyuvarları patlatırlar. Parçalar yeniden alyuvarlara girerler ve üreme bu şekilde sürer. Hastalık hafif baş ağrısı, sırt ağrısı ve kırıklık ile başlar, şiddetli üşüme ve titreme, yerini kusma, kasılma, şiddetli ateş ve terlemeye bırakır. Bu belirtiler ya her gün, ya üç günde bir, ya da dört günde bir nöbetler halinde gelirler. Hasta bitkin düşer ve tedavi edilmezse sonuç ölümdür
Sıtma tedavisinde yakın geçmişe kadar tek ilaç olan kinin adlı alkaloidi taşıyan kınakına kabuğunun yapılmaktadır.
En çok Afrika kıtasında olmakla beraber, Asya, Güney Amerika, Uzak Doğu ve Orta Doğu’nun bazı ülkelerinde görülen sıtma, sıklıkla parazit ile enfekte olan Anopheles cinsi sivrisineklerin sokması ile insanlara bulaşır.
*Uyarı: Sıtma ,acil tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Sıtmadan şüphelenilen veya sıtma belirtileri olan kişi en kısa sürede bir sağlık merkezine başvurmalı ve tedavi edilmelidir."
Hasan Demirtaş'ın Sıtma notu 9 sayfa
***
Malatya yerel FIRAT gazetesinin 28 Mayıs 1948 cuma günü sayı:1536' da çıkan B. Behiç Armulak'ın Günün yazısı
" Alakadar Olmayız"
Anadolu'nun başlıca ve ezeli dertlerinden birinin de sıtma olduğunu hepimiz biliriz. Hükümet bunu ana bir dava olarak ele almış ve esaslı savaşlara girmiştir. İlimizdeki ( Sıtma Savaş Tabipliği) de bu verimli çalışmaların bir mahsulüdür. Tabiplik bu güne kadar bir çok işleri başarmış olmasına rağmen henüz kât' i bir netice alınmış değildir. Hâlâ bir çok vatandaşımız sıtma pençelerinde kıvranıyorlar.
Sıcakların birden bire bastırdığı şu günlerde, esasen sıtma bölgelerinden biri olan ilimizde, bu amansız dertlere gerektiği şekilde mücadele etmek için lazım gelen tedbirleri almamız lâzımdır. Şehrin bir çok yerinde durgun su birikintileri hala sivrisineklere yataklık vazifesi görüyor. Bunlardan bir tanesi de Sıtmapınarı mevkiinde bulunuyor. Kirli bir dere etrafındaki çukurlara yayılarak adeta bir göl meydana getirmiştir. Gelip geçenlerin kayıtsız nazarlardan önünde bütün çirkinliğini sırıtan burasını kurutmak ve bu hastalık kaynağını kurutmak ve bu hastalık kaynağını ortadan kaldırmak lâzımdır. Bu vaziyeti Sıtma Savaş Tabipliğinin nazarı dikkatine arz ederken, vatandaşlarından buna benzer diğer yerlerle ala kanarak hükümeti haberdar etmelerini veya elbirliği ile kurutmaya çalışmalarını memleket namına rica ederiz."
***
Malatya yerel Güneş Gazetesi 6 Mayıs 1959 çarşamba günü sayı : 1220
Sıtma Savaş Başkanlığı 1959 yılında Köylerimiz de müessir çalışmalarına devam ediyor.
Sıtma Savaş Bölge Başkanlığı 831 köy ve 792 mezrada Sıtma mücadelesi yaparak haşeratları imha etti.
Dr. Beytullah Tarhan'ın çalışmaları takdirle karşılanmıştır.
1959 yılında Sıtma Savaş Bölge Başkanlığı Sıtma bakımından kontrol altında bulundurduğu 831 köy ve 792 Mezrada sıhhat ve içtimai Muavenet Vekâletince gönderilen Ampulünün tatbiki 10 Nisan tarihinden itibaren başlanmıştır. Bu iş için yetiştirilen yüze yakın teknik işçi Bölgeye ait motorlarla köylerde tatbikat yapmaktadır." Köylerde yapılan tatbikatın gayesi " her ne kadar sivrisinekler üzerine teklif edilmiş ise de Bölge Başkanlığı bilumum haşaratın imhasına önem vermektir.
Köylüler Sıtma Savaş Başkanlığının gerek sıtma ve gerekse köylerdeki muzır haşaratı imha etmeleri bakımından evlerinde rahat yatma imkanına sahip olmuşlardır. Sayın Valimiz Nazım Arda'nın evvelce imzaları altında yazılan yazıları köylü vatandaşlara dağılmış ve bu mevzuda vatandaşlar mümkün mertebe tenvir edilmiştir.
Sıtma Savaş Başkanı değerli hemşehrimiz Dr. Beytullah Tarhan'ın müspet faaliyetleri muhitimizde takdirle karşılanmaktadır .
***
Malatya yerel FIRAT gazetesinin 6 Mayıs 1948 Perşembe günü sayı:1515' de çıkan haber yazısı
Malatya Sıtma Savaş Çalışmaları
Sıtma mevsiminin gelmesi dolayısıyla geçen sene olduğu gibi bu sene de sağlık koruyucularımız köylere çıkmış ve sıtmalıları yakından tespit ederek meccanen sıtma ilaçları dağıtmayı başlamışlardır.
Su birikintilerine helalara, havuzlara, kuyulara dökülmek içinde sürvey ilaçları verilmiştir. Sağlık koruyucularının bunların dönmelerini yardım etmek her vatandaşın borcudur. Geldiklerinde evlerinde olsun hariçten olsun böyle yerleri göstererek onların ilaçlanmalarına kolaylık gösterseniz hem onlar vazifelerini yapmış olurlar hem de sivrisinek ve dolayısıyla sıtmadan uzaklaşılmış olur.
Ayrıca böyle yerlerin bildirilmesi için şehirde (sıtma savaşına ihbar)adlı bir kutu asılmıştır. Buraya sıtma yapabilecek membalar hakkında isteklerinizi yazıp yapılanabileceğinden emin olarak atabilirsiniz.
Fotoğraf Galerisi:
adabul - alıntı fotoğraflar 1 (1,2,3,4,5 )
Fotoğraf: Adanada Sıtma ile Mücdele / alıntı 2
Sıtma ile Mücadele 3
Fotoğraf: adabul - alıntı 4