ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

Malatya’da eskiden Kayısının sorunlarını çözecekmiş gibi görünen kafadan sıkma öneriler atılırdı.

Mesela Kayısı Entegre Tesisi kurulsun kayısı değerlensin diye ne babayiğitler konuşurdu.

Valiler toplantı üzerine toplantılar yaparlardı.

Malatya’yı ziyaret eden Bakanlara, Başbakanlara hatta Cumhurbaşkanlarına Entegre Tesisi Ne zaman kurulacak diye de sorulurdu.

Profesör unvanlı Araştırmacılar sayfa sayfa Entegre tesis raporları yazarlardı, Yüzlerce konuşmalar siyasetçiler tarafından da yapılırdı.

Malatya’ya Kayısı Entegre Tesisi ile buluşturmayı kafasına koyan bir Valimiz vardı. Valilik önderliğinde geniş kapsamlı bir toplantı yapıyordu, Ankara’dan bile Bakanlık yetkililerini de davet etmişti.

Özel İdare Toplantı Salonunda çıktı yarım saat Kayısı Entegre Tesisini anlattı, paydaşlarını açıkladı, yapılacak işin önemine işaret etti.

En sonunda dayanamayarak söz aldım, “Sayın Valim Tesis projesine bir diyeceğim yok, ancak biz bu Entegre Tesis de ne üreteceğiz?” diye sordum.

Vali kıpkırmızı oldu, bana öyle bir bakış fırlattı ki, anlatamam ama cevap veremedi. Üretilecek ürün konusunda somut bir şey söyleyemedi.

Proje var, Entegre Tesis yeri bile belli ama ne üretileceği konusunda tek öneri yoktu.

Birileri ses yükseltti “Her şey üretiriz” dediler. Ancak Vali durumu anlamıştı, gerçekten bu tesis de ne üretilecek sorusuna kendisi de yanıt bulamayınca, sonraki aylarda bundan vazgeçmek zorunda kaldı.

Çünkü Dünya da Kayısı Entegre Tesisi diye bir proje yoktu.

Sonraki yıllarda yine Profesör unvanlı kayısı bilimcileri(!) ortaya çıktı.

Kayısıdan ürün çeşitlemeleri yapacaklarını söylediler. Kitaplar hazırladılar istatistikler yayınladılar, Televizyon konuşmaları yaptılar, programdan programa çıktılar, Kayısıdan 18 çeşit ürün üretildiğini söyleyerek bilimsel çalışmaları dahi açıklayanlar oldu.

O zamanda dayanamadım yazdım:

“Kardeşim Malatya’nın ürünü kuru kayısı… Kuru kayısı. Kuruyan bir üründen ne elde edebilirsiniz? Ancak kek yaparsınız. Bunu bilmek içinde Profesör olmaya gerek yok…”

Susup kaldılar tek kelime etmediler…

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan, Çevre yolu kenarına sıkışmış, çevreyi allak bullak eden Şire Pazarını Şehir Mezarlığı karşısındaki alana taşımaya karar vermişti. Devasa da bir Ticaret Merkezinin inşaatına başlamıştı. 6 Ay önce gidip yerinde gördüğüm ve Dünya Kayısı Ticaret Merkezi adı verilen ve 2.5 milyara mal olan bin işyerinden ve sosyal tesislerden oluşan çalışmaları görünce burada hangi ticaret yapılacak diye düşünüyordum, muhataplarına soruyordum.

Başkan Gürkan geçtiğimiz hafta yapılan tanıtım toplantısında da Dünya Kayısı Ticaret Merkezi projesini birinci proje olarak açıklayarak detaylar verince bir kez daha, kayısıyı kurtarma adına nelerle uğraştığımızı orada anladım.

Gürkan bu soruna el atmıştı, Malatya Ticaret Borsasının bile hayal edemeyeceği bir Merkez inşa ediyordu. Elbette en iyisi yapılmalıydı, ortaya muhteşem bir inşaat projesi ortaya çıksa da, Modern Laboratuar, hemen yanında lisanslı depo, Borsa birimleri toplantı salonları sosyal alanlar hatta kayısısını getirip satamayan üreticiler için yer altında bir depo inşaatı dahi düşünülmüş. Devasa bir proje.

Ancak projeyi kim hazırladı, böyle bir merkezi kim hayal etti bilmiyorum ama Dünya Kayısı Merkezinde ne iş yapılacak?,

Hangi hizmetler verilecek?,

Kayısı alımını kim yapacak?

Arkadaş açıkçası 2.5 Milyar liraya mal olacak Dünya Kayısı Merkezi ne hizmet verecek?

Kayısı ihracatçıları, Kayısı Esnafları sizler anlatır mısınız, ne yapacaksınız bu Merkezde?

Kayısı nasıl üretiliyor, sonra nasıl satılıyor bilenler bu projeyi hazırlayanlara anlatmadı mı?

Kayısı üreticisi ürününü üretir, güneşte kurutur deposuna koyar. İşçi masraflarını da ödemek için bir iki çuval kayısıyı Şire Pazarına gönderir satar ve fiyata bakar. Sonra fiyatını bekler, istediği fiyatı bulduğunda da kayısısını satmak için önce güven veren ihracatçıları ya da onların mal alan alıcılarına ulaşır depoya koyduğu malı yerinde görmek kaydıyla, bahçesinde, evinde, deposunda satar.

Hatta asla yapılan yanlışlardan ötürü de üreticiler mecbur kalmadıkça kayısılarını Şire Pazarına asla götürmezler. Oraya verdikleri bir de ad vardır onu söylemeye hiç gerek yoktur.

Üreticiden malı alan ihracatçı ve komisyoncular, Kamyona yüklediği kayısıyı doğruca Fabrikasına götürerek orada işler, doğruca liman gümrüklerine gönderir.

Yani, Şire Pazarına üretici toplu malını asla getirmez. Malını yerinde satar. İhracatçı da “Yerinde alınan mal kazandırır” diyerek genelde çiftçinin deposundan mal alır.

Malatya’da 100 Bin ton bir kuru kayısı rekoltesi var ise bunun en fazla yüzde 5’i Şire Pazarına gider, diğer oran “kayısı yerinden satış”la ihracatçının fabrikasına direk gider.

Şimdi üretimdeki gerçek bu iken, sanki kayısı önce Şire Pazarına, oradan da İhracatçının Fabrikasına gidecekmiş, mantığıyla hazırlanan devasa Dünya Kayısı Merkezi projesi, kayısının hangi sorununa deva olacak önümüzdeki yıllarda hep birlikte göreceğiz.

Keşke önce üreticilerle, sonra Şire Pazarı esnafıyla, ardından ihracatçılarımızla, Oda ve Borsa kurumlarımızla, Malatya’daki sivil toplum kuruluşlarımızla bir araya gelseydiniz. Soruna göre, ihtiyaçlara göre projeyi hazırlasaydınız Dünya Kayısı Merkezi olmasa da, ihtiyaçlara cevap verecek, gerektiğinde de büyütülecek modern bir Kayısı pazarını zaten kurmuş olurdunuz.

Kayısı perakende satışları Malatya Merkezde yapılacağından, Bin adet işyeri yapılan Kayısı Ticaret Merkezinde nasıl bir aktivite olacak önümüzdeki yıllarda göreceğiz.

Hayal güzel, proje devasa, maliyet 2.5 milyar.

İnşallah bu kez de ben yanılırım.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.