1960’lı yıllarda Isıtmapugarı (Sıtmapınarı) Malatya’nın en önemli semtlerinden biriydi.
Kültürü, sosyal yaşamı, coğrafik yapısı ve insanları ile çok değişik bir semtti Sıtmapınarı.
Yerel söyleyişle ısıtmapugarı ismi nereden geliyor hiç merak ettiniz mi?
Anlatayım…
Yıllar yıllar önce Sıtmapınarı Camisi ile yeni yapılan alt geçitin başlangıcındaki köşe dükkan arasında kalan çukur bölgede şadırvanlı çevresi gölcük olan bir pınar vardı. Gürül gürül kaynayan bu pınarın en bilinen özelliği, o yıllarda yaygın olan sıtma hastalığına iyi gelmesiydi. Sıtma hastalığına yakalanan çocuklar bu pınarın başına getirilir, üstü soyulur ve buz gibi soğuk suya batırılıp çıkarılırdı. Bu buz gibi suya batırılan çocukların ani irkilmesiyle hastalığın geçtiğine inanılırdı.
İşte bu nedenle o çeşmenin adı Sıtmapınarı, bu pınardan dolayı da o semte Sıtmapınarı semti denildi…
Tabi inşaatlar, yol çalışmaları yoğunlaşınca bir de tarihe saygısızlık eklenince bu Pınar korunamadı ve kayboldu denerek unutuldu…
Gelin görün ki kendini yıllarca gizleyen Pınar depremden ve yıkıntılardan sonra gün yüzüne çıktı ve damla damla yer yüzüne çıkmaya başladı.
Biraz derine inilebilirse sanıyorum gürül gürül kaynayan kadim pınarımız insanlarla buluşacak.
Yeniden inşa edilen Malatya’mızda inşallah başta atıl vaziyette duran ASLANLI ÇEŞME gibi böyle kadim pınar ve çeşmelerimiz hakettiği değeri görür ve bizler de atalarımızın su içtiği yerlerden su içebiliriz.