Uzak Doğu ülkesi olan Çin’in Wuhan şehrinde Aralık 2019’da ortaya çıkan ve kısa bir sürede Avrupa, Asya, Avustralya, Amerika ve Afrika kıtasını etkisi altına alan Korona Virüs (Kovid-19) adıyla yatıp kalkar olduk.
Salgını önlemek amacıyla her gün genelge üzerine genelge yayınlanmaya başladı.
Her gün yayınlanan genelgelere ve yapılan açıklamalara bakılırsa onu yapmak yasak, bunu yapmak yasak, şunu yapmak yasak, hatta pikniğe gitmek bile yasak!
Kısacası elimizi nereye uzatsak yasağa değecek gibi artık!
Ancak ne hikmetse 20 yaş altı ile 65 yaş üstü kişiler hariç diğer kişilere sokağa çıkmak yasak değil!
Dışarıya çıkıp çıkmamaları insanların kendi inisiyatiflerine bırakılmış!
Onlarca yetkili yetkisiz insanın yaptığı evde kalın, sokağa çıkmayın çağrılarına rağmen sudan gerekçelerle insanlar sanki bu çağrıların inadına inadına sokağa çıkıyor ve çıkmaya da devam ediyorlar!
Yaşadığım şehrin merkezinde özellikle banka önlerinde oluşmuş insan kalabalığıyla ilgili çekilmiş resimleri gördükçe aklımı oynatacak hale geliyorum.
Bu durumda olan sadece kendi yaşadığım şehir değil elbette. Birçok şehrinde aynı durumda olduğunu medyada sizlerde görüp izlemiştir siniz.
Bunları gördükçe gerim gerim gerilip oturuyor ve dilimin ucuna kadar geleni yutamadığımdan söyleniyorum!
Nasıl söylenmeyeyim, haftalardır evde kapalı kalmaktan gına geldi artık!
Daha nereye kadar evde bağlı kalıp oturacağız bilemiyorum!
Bu sorunun cevabını benim gibi sizlerinde bilemediğine eminim!
Her akşam ekranda yapılan açıklamalara bakarken ha bugün getirilecek, bugün olmadı yarın getirilecek diye dört gözle beklediğimiz sokağa çıkma yasağı ya da daha sıkı tedbirler nedense bir türlü getirilmiyor!
Dışarıya çıkan insanlar arasında bazıları var ki kendine göre mantıklı gerekçelerle dışarıya çıkıyorlar. Çıkmak zorunda kalıyorlar desek daha doğru olur.
Bu insanlar kim mi? Bunlar evini geçindirmek zorunda olan, sabit bir işi ve geliri olmayan, gündelik işlerde çalışmak zorunda olan insanlardır!
Gündelik işlerle evini geçindirmek zorunda olan inşaat işçileri, seyyar satıcılar, ayakkabı boyacıları, simit satıcıları, ev temizliğine gidenler, hamallık yapanlar vb gibi meslekleri olan insanlarımız bir gün dahi çalışmazsa geçimlerini nasıl sağlayacaklar?
Kira, elektrik, su, temizlik malzemeleri gibi giderleriyle birlikte mutfak harcamalarını da eklersek nasıl bu harcamalarını karşılayacaklar.
İşte bu insanların yaşadıkları sıkıntılar aklıma geldikçe, sokağa çıkma yasağının getirilmesini ya da daha sıkı tedbirlerin alınmasını düşünüp istemekle onlara haksızlık ettiğimi düşünüyorum.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından ihtiyaç sahibi 2 milyon 111 bin haneye sosyal yardım desteği olarak 1000’er liralık maddi destek ödemeleri yapıldı elbette. Ancak bu desteklerden sadece Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarında daha önce dosyası bulunan ve sosyal yardım destekleri alanlar faydalandı. Gündelik işlerde çalışan ve şu anda herhangi bir işi kalmayan aileler ile daha önce dosyası bulunmayanlar faydalanamadı.
Bu insanların sorunları gündeme gelmesi üzerine bu desteği alanların içerisine gündelik işlerde çalışan ve şu anda herhangi bir işi kalmayan ailelerde dâhil edilerek 2 milyon 300 bin haneye daha sosyal yardım desteği yapılacağı açıklandı.
Ancak bu sıkıntılı sürecin ne kadar süreceği belli değilken insanlara yapılan bu desteklerin yeterli olup olmayacağını ilerleyen zamanlarda hep beraber göreceğiz.
Umarım yaşanan bu sıkıntılı süreç çok uzun sürmezde toplum olarak kısa zamanda kurtuluruz. Bu sorun uzadığı takdirde insanlar dışarıya çıkmaya devam edecek ve olan da bizler gibi kurallara uyarak evde kapalı kalanlara olacaktır.
Her gün parça parça getirilen kısıtlamalar nereye kadar, ne zamana kadar böyle devam edecek? Bunun bir sonu olmalı artık?
Sıkı tedbirlerin alınmasıyla ilgili ne yapılacaksa bir an evvel yapılmalı ki bizlerde bu sıkıntıdan kısa zamanda kurtulmuş olalım! Aksi halde çok geç kalınmış olunabilir!
Yetkililerin evde kalın çağrılarını dikkate alan olmadığı her akşam yapılan açıklamalardaki rakamlarla ortada.
Bu salgının artmamasının yolu evde kalmakla sağlanıyorsa, bunu sağlamak için çok katı kurallar getirilmeli bence. Evde kalın çağrılarına uymanın yolu insanların keyfi davranışlarına bırakılmamalı!
Aksi halde her akşam Korona Virüs nedeniyle hastalığa yakalanan ile hayatını kaybeden kişilerin sayısının arttığını seyretmekle kalırız.