ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

Yıl 1933.

Büyük Hüseyin bey mahallesi, Hüseyin beg körpüsünde “Gabadayı Mustafa” Bektaş’ın fırınının karşısındaki Şeyhvelioğlu Abdullah beyin binasında kiracı olarak oturan Kemal beyin evinde tatlı bir doğum telaşı başlamıştır. Bir süre sonra Kemal beyin sevgili eşi Seher Hanım nur topu gibi bir erkek evlat dünyaya getirir. Onurlu ve şerefli olsun diye adını Eşref koyarlar...

Eşref yaşıtları arasında hemen farkedilen bir çocuk olur. Ondaki zekilik, çalışkanlık, cesaret ve liderlik ruhu çocukluk arkadaşları olan Zekai Saltoğlu, Mesut Bektaş, Pehlivan Doğan (Doğan Gülergün), Suphi Toraman ve kardeşi Turan Bitlis arasında ayrı bir yer edinmesine neden olur. Terzilik yapan babası Kemal beyden ziyade çok iyi bir eğitim almış annesi Seher hanım yetişmesinde büyük rol oynar.

Arkadaşlarıyla sülü deynek özellikle de parkda futbol oynamayı çok seven Eşref, her seferinde arkadaşları tarafından takım kaptanı seçilirdi. Babasının gömlekçi dükkanından getirdiği bez parçalarını arkadaşı, ileride doktor olacak olan Zekai Saltoğlu öyle güzel birleştirip dikerdi ki şaşırıp kalırdınız. Zekai Saltoğlu bu işte öyle ustaydı ki topa zıplama özelliği bile verirdi sanki...

Eşref liseye geldiğinde spor sayesinde atletik bir vücuda ve hatırı sayılır bir kuvvete sahip olmuştu. Malatya Lisesini birincilikle bitirerek hayali olan askerlik mesleğine adımını atmak için girişimlere başladı.

Liseyi bitirdikten sonra 1949 yılında Kara Harp Okulu'na girdi. Başarılı bir askeri öğrencilik döneminden sonra 1952 yılında teğmen rütbesiyle mezun oldu.

1966'da Kara Harp Akademisi'ni de iyi dereceyle bitirdikten sonra, dil eğitimi için Almanya'ya gitti. İyi derecede Almanca öğrenen Eşref Bitlis, 1969 yılında Silahlı Kuvvetler Akademisi'nden mezun oldu. 1973'te Alman Harp Akademisi'ni de bitirdi. Bir yıl Kara Harp Akademisi'nde başöğretmen olarak görev yaptı. 1978'de tuğgeneral oldu ve Bolu Komando Tugay Komutanlığı'na getirildi. 1982'de tümgeneral ve Kıbrıs 28. Tümen Komutanı oldu. 1986'da korgeneral rütbesi aldı. 1988'de Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı oldu. 1990'da orgeneral rütbesi aldı ve 20 Ağustos 1990'da Jandarma Genel Komutanlığı'na atandı.

Farklı ve sıra dışı bir komutan olan Eşref Bitlis, ABD nin Türkiye’de konuşlandırdığı çekiç güç kuvvetlerinin Kuzey Irak’ta oluşturulmak istenen kürt devleti’ne hizmet ettiğini ve ABD’nin pkk’ya doğrudan destek verdiğini gayet yakından bildiğini ve bu oyunu bozacağını her fırsatta dile getirmesi sonucunda ABD büyükelçisi aracılığıyla defalarca hükümete şikayet edildi, helikopteri maalesef kendi ülkemizde ABD uçaklarınca taciz edilerek inişe zorlandı.

Kendi silah arkadaşları tarafından da anlaşılamayan Eşref Paşa çareyi dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ a bir mektup yazarak görüşlerini anlatmakta buldu;

“Sayın Cumhurbaşkanım, Zatı Aliniz bu olaya müdahil olmalı, aksi takdirde bölgede sonu alınamayacak ciddi risk ve tehditlerle karşı karşıya kalabiliriz" diyerek Kürt sorununa ilişkin önemli uyarılar yapıyor ve çözüm önerileri sunuyordu.

Bitlis, mektubun ilk bölümünde ABD tarafından bölgede konuşlu Çekiç Güç'teki bazı komutanların terör örgütü PKK'ya yardım ettiğini ayrıntıları ile açıklıyor. Bu iddiayı güçlendiren görüntü ve telsiz konuşmalarını aktarıyordu. ABD'li bazı komutanlarla, PKK lider kadrosunun yaptığı üç toplantıya ilişkin ayrıntılar veriyordu.

Eşref Paşa, mektubunda ikinci olarak devlet içindeki bazı unsurların terörden rant sağladığını vurguluyor ve isimler veriyordu. Güneydoğu'daki bazı işadamlarının güvenlik güçlerinin de desteğini alarak bölgede terör örgütü PKK adına kaçakçılık yaptığını belirtiyordu. Mektubun ikinci bölümünde ise Kürt Sorunu Çözüm önerilerini içeren bir rapordan bahsediyordu. "Kod Adı: Kale" olarak tanımlanan planda öncelikli olarak terör belasının defedilmesi gerektiği belirtiliyor. İkinci aşamada ise Kürt halkına yönelik ılımlı adımların atılması için devlet politikası oluşturulması gerektiği vurgulanıyor ve "Bölge halkının kazanılması zaruridir. Halk yanlış yönetim ile terör örgütü arasında sıkışmış durumdadır. Bunu suiistimal eden unsurların bertaraf edilmesinin zorunluluğu ortadadır" tespitinde bulunuyordu.

7 Şubat 1993 tarihinde İncirlik üssünden kalkan ABD uçaklarının, PKK’ya yardım dağıttığı" açıklamasını yaptıktan sonra 17 Şubat 1993 tarihinde içinde bulunduğu uçağın henüz aydınlanamayan nedenlerle düşmesi sonucu hayatını kaybetti.

Kazanın ardından olay yerinde inceleme yapan Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş uçağın düşüş sebebinin buzlanma ve pilotaj hatasını olduğunu söylemiş, ertesi gün Genelkurmay Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada hiçbir bilirkişi ve teknik raporun olmadığı açıklanmıştır. Kara Havacılık Okulu Komutanı Tuğgeneral Armağan Kuloğlu tarafından kazadan yarım saat sonra jet hızıyla!! hazırlanan bilirkişi raporunda genelkurmay açıklamasını tekrarlamıştır.

Hemşehrimiz Eşref Bitlis'in kamuoyunda tartışmalara ve büyük üzüntüye neden olan ölümünün hemen ardından kendisine yakınlığıyla bilinen Cumhurbaşkanı Turgut Özal geçirdiği şaibeli ! kalp kriziyle, ardından Bitlis'in ekibi içinde yer alan Rıdvan Özden ve Bahtiyar Aydın gibi bazı yüksek rütbeli askerler de görevi başında vefat etti. Aynı yıl Türkiye'de derin yankı uyandıran Uğur Mumcu ve Adnan Kahveci suikastleri yapılmış, Bingöl karayolunda 24 Mayıs 1993 günü PKKnın hain pususunda yolları kesilen 33 silahsız er öldürülmüş, hemen ardından Alevi-Sünni çatışmasına sahne olan Sivas Katliamı yaşanmış, yine aynı yıl PKK saldırısında 33 sivilin katledildiği Başbağlar katliamı yaşanmıştı.

Türkiye’nin yetiştirdiği bu kahraman Malatya’lıya rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun...

Bir değerimizi daha andık ve de hatırlattık...

Selam olsun Malatya’mın güzel insanlarına…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.