ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

6 Şubat depremlerinin ardından 4 ayı geride bıraktık.

Gezip gördükçe ve ilgilileri dinledikçe her gün yeni bir yıkımın yol açtığı felakete daha şahit oluyoruz.
Önceki günkü yazımda Malatya Kültür ve tarihi eserlerinin gördüğü hasarı anlatıp Malatya’ya bir müze binası yapacak hayırsever aradığımızı yazmıştım.
Bugün ise Malatya Adli yapısının depremde nasıl zarar gördüğünü anlatmak istiyorum.
Depremlerden bir iki hafta sonra Malatya Afet Koordinasyon Merkezine gelen Cumhuriyet Başsavcısının “Adliye binası ağır hasarlı, ivedi olarak davaların görülmesi için binalara ihtiyacımız var ve MASKİ Binasını bize verin ya da başka binaları gösterin” demesiyle Adliye binasının da depremden nasibini aldığını o gün öğrenmiştik.
Sonra Adliye binasındaki Savcılık ve diğer birimlerinin Ankara yolu üzerindeki TUİK ve Ticaret Müdürlüğüne ait binalara yerleşerek adli hizmetleri vermeye başladıklarını da biliyoruz.
Yeni Adliye Binası yapılacak diye Yeşiltepe’deki Askeri Hastane binasını üzerlerine vazife olmadığı halde kısa sürede yıkanlar, depremlerin ardından Askeri Hastane gibi binaları arar oldular. Ama iş işten geçmişti, Askeri Hastane binası zemini ve yapısı güçlü olduğu halde yıkılması son derece yanlıştı. Ama yıktılar ve yerini de dümdüz yaptılar.
Yeni Adliye binası yapılmak üzere de proje hazırlanması için nerede ise 2 yıldır olacak bekliyoruz. Baro Başkanı Onur Demez’in açıklamalarına göre de yeni adliye binası için bu yılda somut bir adım atılması ekonomik programlar gereği mümkün görünmüyor.
Adliye birimleri yeni binaları yapılıncaya kadar bulundukları binalarda adli hizmet vermeye çalışacaklar.
Bundan daha önemlisi ise Malatya E Tipi Cezaevinin durumudur.
6 Şubat depremlerinde E Tip Cezaevi ağır hasar almış. Cezaevindeki mahkumlar zor anlar yaşamışlar. Cezaevi idaresi mahkumları Kapalı Spor Salonuna toplamış, Cezaevinin Müdürü mahkumları sakinleştirmeye çalışsa da adi suçluların ağırlıkta oldukları mahkumlar isyan girişiminde bulunmuş, birkaç firar olayı yaşansa da Cezaevi idaresi olayları başarıyla bastırıp önlemiş.
Bu olayların ardından Malatya E Tipi Cezaevinde kalan mahkumlar hasarlar nedeniyle tahliye edilmiş, mahkumlar başka cezaevlerine nakledilmişler. 
Bugün itibariyle E Tipi Cezaevinde tutuklu ve hükümlü bulunmuyor. Mahkumların tamamına yakını diğer Cezaevlerine, ta Ardahan ve Kars’a kadar gönderilmiş. Depremlerde ölüm olaylarının yaşandığı bina sahiplerinin tutuklanmalarının ardından Ardahan’a gönderilmelerinin sebebi de Malatya’da kapalı Cezaevinin olmayışı imiş. 
Suç nitelikleri değişen bazı mahkumların da Akçadağ Açık Cezaevine sevk edildikleri görülüyor.
Yani Malatya’da ağır suçlardan hükümlü kişilerin kalacağı E Tipi ya da F tipi bir cezaevi olmadığından, yeni tutuklananlarda uzak yakın fark etmiyor boş bulunan Cezaevlerine gönderiliyor.  Götürülmeleri bir dert duruşmalara getirilmeleri ayrı bir sorun olarak yaşanıyor. 
Akçadağ Cezaevi şuan faal tek Cezaevi.
Gelin görün ki daha yeni yapılan, ve eski Doğanşehir Belediye Başkanı Vahap Küçük’ün özel önem verdiği Doğanşehir Açık Cezaevi de daha açılmadan depremden ağır hasar almış durumda. Bu Cezaevinin kullanılabilmesi içinde binaların yeniden yapılması gerekiyor muş… Cezaevi açılmadan yıkılıp gitmiş.
Malatya’nın Adliye binası sorunu olduğu kadar bir de Cezaevi sorunu var.
Yeni bir E Tipi mi olur F Tipi mi olur Kapalı bir de Cezaevi binasına acil olarak ihtiyacı var.
Nasıl planlanıyor bilinmese de bu sorununda Adliye binasıyla birlikte çözülmesi gerekiyor.
Cezaevi denince aklımıza vefat eden Malatya’nın renkli siması Lütfü Kılıç gelir. Malatya Valiliği binası yanında Gazete bayi işletir orada gün boyu sardığı tütünü yakar dumanını tüttürdükten sonra “Ne olacak Bu Cezaevinin hali” diyerek Cezaevinin Şehir içinde kaldığını biran önce Şehir dışına çıkarılması gerektiğini savunur, bunun içinde bizlerin haber yapmamızı isterdi.
Lütfü Kılıç’ın bu ısrarlı isteğinin tüm gazeteciler bilir ama buna bir anlam veremezlerdi. Sonunda bir gün bir dilekçe ile yanıma gelen merhum Kılıç, Adalet Bakanlığına yazdığı dilekçesinde Cezaevinin Şehir dışına çıkarılmasını isterken nedenini de belirtmiştir.
E Tipi Cezaevi 1970’li yıllarda yapılırken Lütfi Kılıç’ın yaklaşık 3 dönümlük arsası da istimlak edilmiştir. Cezaevinin şehir dışına taşınarak istimlak edilen arsasını geri istemektedir.
Lütfü Kılıç vefat edeli yıllar oldu, Cezaevi de ağır hasarlı olduğundan yıkılacağına göre Lütfi Kılıç’a olmasa da mirasçılarına gün doğup doğmadığı artık hukukçuların işine kalmıştır.
Ama Malatya’nın yeni bir Cezaevine daha ihtiyacı olduğu çok nettir.


 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.