Herhangi bir zaman aralığına ya da bir güne, yani 24 saatlik zaman dilimine kaç hayat sığar?
Sorusuna cevap aramaya başlar insan, ani gelişen durum ya da durumlar karşısında.
Zamanın akışını, hayat denen büyük planlayıcı mı belirler, belirli aralıklara bölünmüş yaşanmışlıklara mı hayat denir?
Belki de zamanın akışına sığan sonsuzca yaşanmışlıklara denir hayat. Zamanı bölümlere ayırarak tanımlarız yaşanmışlıkları.
Yine bir Temmuz sıcağı. Temmuz sıcağının en yoğun yaşandığı günlerdeyiz.
Yine yollara düştüm.
Yine Malatya yollarındayım. 2005 yılının Haziran ayında kaybettiğim ağabeyim Hıdır Pekşen’in eşi, yeğenlerim Hazal’ımızın ve Sezgi’mizin anneleri, Deniz Demirhan’ımızın anneannesi Kifaye Adıgüzel Pekşen aramızdan ayrıldı.
17 Temmuz sabahında geçirdiği kalp krizi sonrası, sonsuz bir yolculuğa çıktı. Sonsuzluğa uğurlayacağız Kifaye’yi Malatya’dan.
Yol arkadaşım Nevin Karayazı Pekşen, kardeşim Kelime Serttürk, yeğenim Dr. Duygu Gümüş Oğuz’la Malatya yollarına düştük…
12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskılarını en ağır şekilde birebir yaşayan eşi, ağabeyim Hıdır Pekşen’in gözaltı, sorgu, hapis, yargılanma zamanlarındaki en büyük destekçisiydi.
2005 yılında ağabeyimin kaybından sonra çocuklarının eğitimi konusundaki gayretiyle örnekti.
Fedakarlık diye anlatılan insani davranışlar sahibiydi.
12 Eylül 1980 askeri darbe yıllarını, gözaltı, işkence, sorgulama, yargılama günlerini hatırladığımda, Avukatımız, ağabeyimiz Hasan Ürel’in o zor günlerdeki desteğini belirtmeden geçemem.
Eğitimciydi Kifaye Pekşen. Eğitim emekçisiydi. Eğitim emekçisi bir babanın kızı, ağırlıkla eğitimci bireylerden oluşan bir ailenin ferdi.
Çok hayatlara dokundu. Nefesinin son anına kadar, işine aşinaydı.
Vefakardı, cefakardı, çalışkandı, özveriliydi tüm meslektaşları gibi. İdealist öğretmen anlayışına uygun bir meslek mensubu.
Tutkuyla bağlıydı mesleğine. Halen Malatya TED Koleji İlkokul Müdürü olarak görev yapmaktaydı.
Depremin yarattığı ağır hasarlı ve psikolojik baskının en yoğun yaşandığı günlerde öğrencilerin, velilerin sorunlarına çözüm olacak çabalarından geri durmadı.
Yüz yüze eğitim imkanlarının olmadığı zamanlarda elektronik ortamda çalışmalarına ara vermeden devam etti.
2005 Haziran’da kaybetmiştim ağabeyimi.
Kardeşimi de 2019 yılının Temmuz’nda. Ablalarımı ve anamı da yaz aylarında kaybetmiştim…
Yine Yaz mevsimi. Yine Temmuz ve sıcak günler.
Yine bir ölüm. Bireysel olarak çok yorgunluklar yaşadığım yaz günlerindeyim.
BİR ÖLÜM VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Yorumlar
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren,
aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya
da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk
içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.