ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161
Necati Güngör
Necati Güngör
Yazarın Makaleleri
SİNEK ÖLDÜRENE SİNEMA BEDAVA
Asıl adı Bayram Şekerci’ydi; ama herkes onu “Gâvur Hacı” diye tanırdı. Adına her ne derseniz deyin, o, doğup büyüdüğü Çıkmıktı’nın insanları arasında hep saygıyla, sevgiyle anılagelir. 1928 doğumlu, kendine özgü bir kişilikti. Erhaç Havaalan
MALATYA'DA ANNELERİN ÇOCUKLARINA SESLENİŞİ:
-He çağam. -Uy gadan bana gele. - Senin o dillini yerim ben! - Ana kurban verene! - Büşürem de çağam yiye! - Uy ölürüm ben! - Anan ögünde (önünde) öle! - Sana vuranın elleri tahtaya töküle! - İgidimin yemediği malı ben ne'dem? - Geldiğ
HAMİYET YÜCESES MALATYA'YA GELMİŞTİ
Ellili yılların ilk yarısı... Henüz okul yaşına gelmemişim. O yıllarda annemle "Kadınlar Matinesi"ne giderdik. İyi anımsayanlar vardır: O zamanlar haftada iki gün, salı ve cuma günleri Malatya sinemalarında kadınlar matinesi olurdu. Annem bir sinema tutkunu
GAZETECİLİK MESLEĞİNİN PÎRİ LASTİK SAİT
İletişim fakültelerimizde "Türk Basın Tarihi" diye bir ders okutuluyor mu acaba? Kemalpaşazade Sait Bey adı, Türk basın tarihin kilometre taşlarından biri. Ama onu hak ettiği ölçü tanıyor muyuz? Çağdaşı Ali Kemal, onu, "Türkiye’de gazeteciliğin ve muha
NAİF MALATYA'MIZ
  Batu Işık'a teşekkürler bu kartpostal için. Ah, neler anımsatmıyor, neler çağrıştırmıyor ki... Bu kartpostalın çerçevelediği kent içinde bütün bir çocukluğumuz ve ilk gençlik yıllarımız saklı. Naif bir kentti bizim içinde doğup büyüdüğü
EVLİYA ÇELEBİ'NİN GÖZÜYLE MALATYALILAR
"Havasının güzelliğinden genellikle erkekleri sağlam bünyelidir. Altmış, yetmiş yıl yaşadıkları halde dişleri inci dizisi gibidir. Çok yaşlıların bile yüzlerinin rengi kırmızı olur. (Mahcubiyetten olmasın? NG) Pek zinde insanlardır. Su ve hevasının güzell
HÜRRİYET KAHRAMANI BİR GEYİK
Arnavuk kökenli Ahmet Niyazi Bey ya da Resneli Niyazi Bey (1873, Resne - 1913), bir Osmanlı askeridir. "Geyikli Niyazi" adıyla da bilinir. 1897 Türk-Yunan Savaşı’ndaki başarılarıyla ünlendi. İttihat ve Terakkî Cemiyeti’ne katılarak cemiyetin ileri gelenleri
ŞU BİZİM KASAPLAR ÇARŞISI
Çocukluğumun, ilk gençlik çağımın önemli bir bölümü bu çarşıda geçmişti. Babamın dükkânında... Özellikle de yaz tatillerinde. Fırat İlkokulu'ndan çıkar çıkmaz Yeni Cami'nin avlusundan vurur, Şark Sinema'nın bulunduğu sokağa sapar, oradan Kasap Pazar�
MALATYA, DELİLERİNİ NEDEN SEVİYOR?
Malatya evvel eski delilerini seviyor, doğru. Onları dışlamıyor, onları hayatın dışına atmıyor. Onlarla yatıp onlarla kalkıyor. Onlarla gülüp onlarla ağlıyor... Düşünürseniz, Malatya'nın delileri, çevresine uyum sağlamış hastalardı. Delilerimiz kimseye zarar ver
AYAĞININ ÇARIĞIYLA EDEBİYATA GİREN ÇOCUK
O doğduğunda, Türkiye Cumhuriyet'i henüz on yaşına girmemişti. Yıl, 1930. Doğduğu yer, Niğde'nin Aksaray ilçesiydi. Daha küçük bir çocukken, köylerinin yaslandığı dağın eteğinde, koyunlara, kuzulara çobanlık ediyordu. Dağın tepesinden kopup gelen buz gibi so
PİNGEL
Kadim Malatya'da evler avlu içinde olduğu için, o avluların bir köşesinde mutlaka tavuk kümesi de bulunurdu. Kümesi olan evlerin, hiç kuşkusuz bahçesi de var demekti. Evin kalabalığına, ev sahiplerinin varlığına göre tavuk sayısı belirlenirdi. Evde tavuk
MALATYA OKULLARINDA SÜT TOZU ZORLAMASI
Marşal Yardım Planı uyarınca Türkiye'ye gönderilen süt tozu Malatya okullarına gönderildiğinde takvimler ellili yılların ikinci yarısını gösteriyordu. Bizim kuşak henüz ilkokul çağındaydı o tarihte. Kaçıncı sınıftaydık, şimdi aklımda değil. Bir gün bir öğ
'ARKADAŞIM VE KARDEŞİMSİN'
Atatürk ve İnönü Haydarpaşa'da beyaz trenden indiklerinde yolları ayrıldı. Gazi Paşa maiyetiyle Dolmabahçe'ye giderken, İnönü Heybeliada'daki yazlığına yollandı. Takvimler 19 Eylül 1937'yi gösteriyordu ve ertesi gün Tarih Kongresi'nin açılışı vardı.
NASILSA DANANIN KUYRUĞU KOPACAK...
Eski zamanların birinde ünlü bir hileci varmış. Bu kişi hile, yalan, iftira, rüşvet yoluyla, namuslu insanları adeta haraca bağlamış... İnsanlar ondan korkar hale gelmiş. Bu kişi, gözüne kestirği varlıklı kimselerin yoluna çıkar, kendisinden borç aldığ
UYKUCULUĞU YÜZÜNDEN TİTANIC VAPURUNU KAÇIRMIŞTI
Çocukluğunda aile büyükleri onu kızdırmak için "seni evlendireceğiz" der; bu sözler karşısında çok üzülür, kendini yerlere atar, ağlar sızlar; "Evlenmeyeceğim!" diye tuttururdu. Büyüdüğünde tıp profesörü oldu Besi